Yaşasın yaşasın! Bir kaç ay boyunca, haftanın iki gecesi yine pek eğlenceli geçecek.
Çünkü 'Survivor Ünlüler-Gönüllüler' başladı. Televizyon karşısında beni en çok eğlendiren program yani!
Televizyon dünyasının 'Oz Büyücüsü' Acun Ilıcalı, yine enteresan bir kadro kurmuş. Gerçi 'ünlüler' ekibinin yarısı ışıksız, renksiz, ne gibi bir şöhretleri olduğu tartışılır insanlar ama 'gönüllü' ekibinin hepsinin seçmece olduğu çok belli.
Birbirlerine dalmaları kaç günü bulacak merak ediyorum.
TANER ÇOK SEMPATİK
Taner denilen Kıbrıslı çocuk, bütün antipatik hallerine rağmen sürekli konuşsun istiyorum bir de.
Azeri Türkçesi bir, Kıbrıs Türkçesi iki... Çok şeker, çok sempatik.
Kıbrıslılar Türkçeyi tam olarak, yazıldığı gibi okuyorlar malum.
Yani Taner şöyle diyor mesela; "Köpekbalıklarıyla yüzeceğiz, yaprakları yiyeceğiz..."
Oysa normalde öyle yazsak da konuşurken nasıl deriz: "Yüzücez, yiycez..."
Konuşurken harflerde tasarrufa gidiyoruz yani!
İşte Kıbrıslılar, o tenzilata girmiyorlar, kelimeleri üzerilerine basa basa tam olarak yazdığımız gibi okuyorlar.
Bu da dinlerken insanı gülümsetiyor.
Ah tabii bir de bu 'Survivor'da Nihat Doğan farkı var...
Daha yola çıkarken şovunu ortaya koydu kerata!
Havaalanı yolunda ülkesini gözyaşları içinde bize emanet etti, "Ona yeni doğmuş bebek gibi bakın" falan dedi.
Zannedersin sınır ötesi operasyona katılmaya intihar timi olarak gidiyor!
CAN YELEĞİ GİYDİ!
Ulen altı üstü bir şov programında, üstelik dünyanın cennet parçalarından birinde, uzun eşek oynamaya gidiyorsun!
Bordo bereli triplerine girmenin manası yok.
Ama işte Nihat bu; onun da olayı zaten bu!
Yaaa durun durun peki helikopterden suya atlama sırasında Asena'yla Ebru Destan'ın can yeleği giymesine ne diyorsunuz? 'Survivor' yarışmacısını kes!
Utanmasalar bellerine kamyon lastiği, kollarına fosforlu yeşilden kolluk geçireceklermiş.
Neyse işte, kısacası yine çok eğlenceli hafta sonları bizi bekliyor.
Yuppii
