Kızlar! Bazı klişelerden artık kurtulsak mı?
Mesela, söyleye söyleye yüzde 100 gerçek kabul ettiğimiz 'Aldatılmayan kadın var mı canım?' muhabbetine son versek olmaz mı?
YANLIŞ BAKIŞ
Bunu yüz bin kere söyleye söyleye Hülya Avşar başımıza çıkarttı; sağ olsun bütün kadınlar da kendilerine mazeret bulmak adına mıdır, başlarına bi'şey gelirse fazla üzülmemek için midir bilemiyorum; kabul etti.
Cümleye bak sen; aldatılmayan kadın var mı?
Yani bu ne kadar kötü, ne kadar yanlış, ne eğri bir bakış açısı.
Allah aşkına gidin medeni, gelişmiş, modern diyelim, Avrupalı bir kadına bu kodlamayı aşılamaya çalışın; hangisi bunu kabul eder, bir de sloganı tişörte bastırıp üzerine giyer ki!
Sen zaten ilişkine en başından aldatılma ihtimalini göğüsleyerek, kabul ederek, onaylayarak başlarsan zaten aldatılırsın, kimse seni tutamaz.
Ayrıca böyle bir genellemeyi alnının ortasına yazarak dolaşmak önce kendine, sonra sevdiğin erkeğe saygısızlık değil midir? Senin ilişkiden anladığın, beklediğin bu mudur?
Ha bir de Türk erkeğine alttan alta yüklenen göreve bakın; karınısevgilini aldatmazsan erkek değilsin! 'Her canlı ölümü tadacak, her erkek karısını aldatacaktır; işte o kadar.' Vay beee.
Pazar günü arkadaşım Ömür Gedik'in oyuncu Çiğdem Batur'la yaptığı röportajın başlığıydı bu. İki genç kadın karşılıklı bunu konuşup bu konuda anlaşıp, bir de manşetlere taşıyorlar.
AYIPTIR, HAKSIZLIKTIR!
Yapmayın kızlar, etmeyin kızlar.
Biz kadınlar kafamızdaki örümcek ağlarını, eski kanunları, yamuk ilişki anlayışlarını temizlemedikçe ne ilişkilerimiz değişecek, ne de hayatımız.
Aldatmayan erkek vardır!
Aldatmayan kadın vardır!
Aldatan erkek de vardır. Aldatan kadın da vardır. Hepsi kendi seçimleri, anlayışlarıdır.
Amaaa 'Aldatmayan erkek yoktur' diye çığırmak, bunu savunmak; kadının kendisine de, aşka da ilişkilere de, erkeklere de ayıptır, haksızlıktır.
