Şarkı söylerken avaz avaz bağıranlara tahammül edemediğim için; bazı yorumculara TV'de, radyoda rastladığım zaman kanal değiştirmem saniyeyi bulmuyor.
Yani tesadüfen rastladığımda bile dinleyemiyorum; çok rahatsız oluyor, geriliyorum.
Ama ben istisna olabilirim çünkü bu çok bağıran şarkıcılar; genelde toplum tarafından güçlü ses olarak kabul ediliyor.
Olabilir tabii... Hatta öyle de olmalı.
Hep yazıyorum, bunu bazılarının kafasına sokana kadar da yazacağım: Herkes, herkesi sevmek, beğenmek zorunda değildir.
Birinin yaptığı işi beğenmemek, kendisini sevmemek ayıp değildir!
Biri bana "Seni hiç sevmiyorum, yazdıklarını da tırt buluyorum" dese; ki ohooo 14 senede neler neler duydu bu kulaklar; "Hee iyi, tamam o zaman" deyip önüme dönüyorum, konu kapanıyor.
Çünkü o insanın bunu düşünme ve (hakaret etmeden) söyleme hakkı var.
Ben de bana ayrılan kalbiniz kadar temiz bu sayfada bu hakkımı kullanıyorum.
O NUMARADAN UZAK DURUN
Neyse mevzuya dönelim... O avaz avaz bağıran ve beni ürküten şarkıcılar arasında Ferhat Göçer de var.
Onun yanı sıra Işın Karaca, Burcu Güneş, Sertab Erener, Bülent Ersoy, Zerrin Özer var ama bugün konumuz şu malum reklam nedeniyle Ferhat Göçer!
Yahu kulak var, nizam var; haydi Ferhat Göçer sesinin önünü alamadı, bağırdı da bağırdı, peki reklamı yaratanlar hiç mi bu tuhaf durumun farkına varamadı?
Yine amaç dikkat çekmek ve 'konuşulduk ya, o bize yeter' dedirtmekse; n'olur bu bayat numaradan herkes uzak dursun. Çünkü yok böyle başarı kriteri! (Göçer'in sevgilisi anlamasa da olur, çünkü onun durumu farklı. O aslında billur bir sese ve güçlü bir yoruma sahip.
Ona yapılanlar hep kıskançlıktan, hep fesatlıktan.
Yoksa onun yeri bambaşka.)
