Benim evde fırlama mı fırlama bir oğlum vardı; adı Batman'di.
Beş-altı aylık siyah-beyaz bir sokak kedisiydi.
Yolun ortasında bir başlarına üç kardeş olarak bulunmuşlar ve kimse bakmak istemeyince gelip benim kapıma çökmüşlerdi.
İçlerinde bir tek Batman yaşama tutunmuştu ama o da iki gün önce gençlik hastalığından koynumda çırpına çırpına öldü.
Bir kedi, topu topu dörtbeş ayda herkesi kendisine bu kadar mı bağlar?
ÖYLE YARAMAZDI Kİ...
Bir kere bahçede değil, evin içinde yaşamaya karar verdi ve buna itiraz etme hakkımız yoktu.
Öyle sıcakkanlı, öyle sevimli ama o kadar yaramazdı ki; eve her gelenin başında, saçında, boynunda, kucağında, uyuyanların suratının ortasında hep o vardı.
Nereye gitsem peşimde, ayağımın dibindeydi. İsmini bilir, çağırınca komşunun bahçesinden koşa koşa gelirdi.
Pek kedi özellikleri taşımazdı yani.
Anasından çok erken ayrıldığı için emme güdüsünü bir türlü tatmin edemiyorduk.
Evde kim varsa, herkesin tişörtünün köşesi, kazağının kolunun bir ucu hep ıslaktı çünkü Batman kucağımıza tırmanıyor; pijama, gömlek, tişört ne bulduysa cork cork anasının memesi niyetine emiyordu.
O kadar ama o kadar yaramazdı ki; uyumadığı süre boyunca evde sürekli bir bağırış çağırış oluyordu: 'Batman, in o sineklikten aşağı diyorum sana!' 'Batman, ne işin var mutfak tezgahında?' 'Batman, sabun yenmez demedim mi?' 'Batman çık o buzdolabının içinden!' Isırmak, tırmalamak nedir bilmezdi. Oyun hamuru gibi yoğururduk çocuğu, gıkını çıkarmazdı.
Herkesin ama herkesin sevgilisi olmuştu. Eve girip çıkan insanlardan, Batman'le çekilmiş komik bir fotoğrafı olmayan yoktur herhalde.
MASAL KISA SÜRDÜ
Ve bir gün Batman'imin kısa ama mutlu masalı, kısa ama eziyetli bir şekilde son buldu. Çok acı çekerek gitti garibim. Onu seven herkes kahroldu.
Ama her giden gibi o da dersini verdi, bizi eğitti öyle gitti.
Bu dünyada kendine güvenli, içten, sıcak bir ortam yaratmak istiyorsan; önce kendin güvenilir, samimi ve sevecen olacaksın.
Tırnaklarını ve dişlerini kullanmayı marifet saymayacak, savaş yerine huzuru seçeceksin; ki hem yaşarken, hem de ardından temiz bir iz bırakasın.
Gittiğin yerde konserve mamalar karşılasın seni e mi benim güzel Batman'im...
