Bayram öncesi, oturduğum bölgede 500 metre arayla kurulan kurbanlık satış ve kesim yerlerini yazdım.
Kentsel dönüşümün startının verildiği günlerde yaşananlar, dönüşümle taban tabana zıt görüntüler içeriyordu.
İnsanlara
'yeni bir yaşam' vaadiyle sunulan evlerin, sitelerin göbeğinde yaşanan bu manzaraların fotoğraflarını yerel yönetimlerin kapılarına asmalı.
GECEKONDU KÜLTÜRÜ
Biz bu çevre kirliliği nedeniyle, üç gün evimizde kalamadık çünkü kokudan nefes alamadık, kapıyı pencereyi açamadık ama şunları gördüm:
Türk insanının gecekondu kültürünü... Birkaç saat içinde bulduğu yere yerleşme yeteneğini... Satıcıların kurdukları çadırlar bunun en güzel göstergesiydi.
Hiçbir kuralın ve yönetmeliğin işlemediğini... Kurbanlıkların yine açık alanda kesildiğini...
Pazartesi sabahı itibariyle ortalık bir çöp alanına dönüşmüştü ve o çöplerin üstü köpekler ve kargalar tarafından istila edilmişti.
Bu ay emlak vergisi ayı. Bina vergisi ile birlikte 'Tabiat Varlıkları Katkı Payı' diye bir vergi de ödüyoruz.
Tabiat varlıkları, jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan değerlerdir.
Bizler sanırım, toprak altındaki hayvan pisliklerine bu vergiyi ödüyoruz çünkü bizim çevrede başka bir şey yok!
Üstelik tüm o alan, 15 gün öncesine kadar yemyeşildi, şimdi üzeri gri bir çakılla kaplı.
Ümraniye Belediyesi'ni ve yöneticilerini kutluyorum!