Hangi durumlarda Türkiye'de doğmuş olmaya lanet okursunuz? Trafik işkencesi, kaldırımlara park eden arabalar, kapatılmayan çukurlarda boğulan çocuklar, vergi ödediğiniz için kendinizi keriz hissettiğiniz vergi afları vs... Ben böyle öfke patlamalarında hep "Keşke Norveçli bir balıkçı olsam da tek derdim soğuktan çatlayan ellerim olsa" derim...
SEKS İNSAN HAKKI
Özellikle de İstanbullular çok şansız insanlar... Vallahi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvursak, bu sefil metropol hayatı yüzünden tazminat bile kazanabiliriz... İşte Avrupa ile aramızdaki farkı çok iyi özetleyen İngiltere'den bir polemik... Daily Mail gazetesi, bazı belediyelerin vergi mükelleflerinin parasıyla zihinsel engellileri hayat kadınlarıyla birlikte olmaları için Amsterdam'a gönderdiğini yazdı... Bazı İngilizler "Ne! Bizim vergilerle mi karşılandı bu seks turizmi?" diye feryat etti. Sosyal hizmet yetkilileri ise bu uygulamanın daha önce cinsel deneyim yaşamamış engellileri mutlu ettiğini, seksin 'insan hakkı' olduğunu açıkladılar. Görüyorsunuz adamlar neleri tartışıyor... "Seks hakkı diye bir şey var" diyorlar. Türkiye'de 8.5 milyon engelli vatandaş var. Acaba bu insanların kaçı cinsel ilişkiye girmekte zorlanacak bedensel ya da ruhsal sorunlara sahip? Kaba bir tabir olacak ama aslında "Türkiye'de millî olmamış kaç engelli var?" diye sormam lazımdı.
BİLİM KURGU FİLMİ OLUR
DHA'den Alpaslan Düven'in Daily Mail'den derlediği haberde, öğrenim güçlüğü çeken 21 yaşındaki bir erkek engellinin yaşadığı cinsel deneyim hakkında görüşlerine de yer verilmişti. Acaba engelli kadınlara da bu hak tanınıyor mu? Bize ne kadar uzak konular değil mi? Düşünsenize Türkiye'de bir belediye, engelli bir kadına, bir erkek seks işçisiyle birlikte olması için yardımda bulunuyor! Biz daha engellilere uygun kaldırımlar döşeyemezken, milyonlarca engelliyi sosyal hayattan soyutlayıp evlerine hapsederken, engelliler için 'seks hakkı'nı gündeme getirmek çok ütopik değil mi? Hatta bundan bir bilim kurgu filmi bile çıkar...
