Ezel dizisinde Ramiz Dayı'yı kaybettiğimizden beri, dizilerde bir bilge adam eksikliği çekiyorduk. Seksenler dizisindeki 46 ve Çocuklar Duymasın'daki Mustafa Ali bu boşluğu ne yazık ki yeterince dolduramıyorlardı. Nihayet aradığımızı bulduk: Uçurum dizisinin Berber Arif'i...
UMUT DEDİĞİN...
Görmüş geçirmiş Berber Arif, hayat tecrübeleri konusunda her zaman tevazu gösteriyordu.
Edindiği deneyimleri kendi ağzından anlatmak yerine hep "Geçenlerde gazetede okudum..." diye söze başlayarak, etrafındakilere aktarıyordu.
(Bu arada Berber Arif'in bu kadar etkin bir karakter olarak öne çıkmasında, onu canlandıran Selçuk Yöntem'in müthiş performansının büyük rolü var.)
Berber Arif, dizinin son bölümünde 'umut' hakkında muhteşem bir ders verdi. Yine "Geçenlerde bir gazetede okudum..." diye söze başlayarak anlattı:
"Bir hapishanede mahkumların yarısına türlü eziyet, işkence yapılıyormuş. Diğerlerinin ise sadece kulaklarına 'Yarın...' diye fısıldıyorlarmış. Merak edip başgardiyana sormuşlar: 'Yahu bu nasıl adaletsizlik? Niye bir kısmına eziyet ediyor, diğerlerinin sadece kulaklarına fısıldıyorsunuz?' Gardiyan gülümsemiş: 'Asıl en ağır cezaya uğrayanlar, o kulaklarına 'Yarın' diye fısıldadıklarımız.
Onlar hep, yarın başlarına gelecek kötü olayın beklentisiyle yaşıyorlar. Onlara verilen en büyük ceza, yarından umutlarını kesmelerini sağlamaktır. Buradan çıktıktan sonra da, onlara yarın nasıl bir kötülük yapacağımızı düşünerek yeni güne uyanacaklar. Bundan büyük ceza olur mu?"
Unutmayın; insanı yaşatan yarın'dır. Umut, sadece fakirin ekmeği değildir... Uçurum'un en dibinde olsanız bile, tutunacak bir dal görmek umuduyla hep yukarıya doğru bakmalısınız...
