Çağan Irmak filmleri bende bitki çayı etkisi yaratıyor. Çok çalıştığınız, bunaldığınız, davul zarı gibi gerildiğiniz bir mesai gününün akşamında eve gelip bardağınıza doldurduğunuz o çayın ilk yudumu boğazınızdan ılık ılık akarken ne hissederseniz; ben de Çağan'ın filmlerinde işte onu hissediyorum. Çatık kaşlı, sivri köşeli, iç acıtan gündemin orta yerindeyken imdadıma yine bir Çağan Irmak filmi, Unutursam Fısılda yetişti.
Siz, 'eleştirecek bir şeyler bulmak için filmi didikleyen' bazı meslektaşlarımın izleyici nezdinde haddinden fazla 'teknik' kaçan eleştirilerine hiç aldırmayın ve filme gidip o unutulmaya yüz tutan eski Yeşilçam kokusunu bol bol ciğerlerinize çekin.
Örneğin; Hümeyra'nın ve Işıl Yücesoy'un yılların imbiğinden geçmiş o rafine oyunculuklarını damağınızda gezdirin. Kurt Seyit ve Şura'da oyunculuk yeteneği haksızca örselenmeye çalışılan Farah Zeynep Abdullah'a bir kez daha hayran olun. Mehmet Günsür ile Kerem Bürsin'i izlerken 'Bizde artık jön yetişmiyor' diyenlerin kulağını çınlatın. Kenan Doğulu yorumuyla 70'lerin müzik evreninde astral bir seyahate çıkın ve Gözde Cığacı adında bir genç oyuncunun adını benim gibi defterinize not edin. Eminim kimse ondan söz etmeyecek. Zaten bizim köşenin farkı da bu değil mi? Gölgede kalanları, kameranın köşesine gizlenenleri bulup gün yüzüne çıkarmak...
Hayriye'nin (Işıl Yücesoy) gençliğini oynarken altına girdiği ağır yükü öyle başarıyla omuzlamış ki...
MUTLAKA GÖRÜN!
Cem Yılmaz'ın Pek Yakında'sından sonra, 100'üncü yılında Yeşilçam'a bir saygı duruşu da Çağan Irmak'tan... Benim gibi gecenin bir saati ekran başında uyuklarken karşısına çıkan eski Türk filmlerini seyre dalıp 'Artık böylesi yapılmıyor' diye iç geçirenlere 'Beyazperdenin masalcı abisi' Çağan Irmak'tan ninni kıvamında bir fısıldama... Birilerinin kulağınıza fısıldamasını beklemeden, gidip görün derim...
Ve yazmadan edemeyeceğim: Zorlu Center'daki özel gösterim öncesinde kısa bir konuşma yapan Çağan Irmak, "Sadece eğlenmeniz için bir film yaptım. İki saat boyunca her şeyi unutun ve eğlenmenize bakın" dedi. Duygusal adam Çağan'ın 'eğlence' anlayışı meğer ne garipmiş!
Filmde göz çukurlarıma tam üç kez yaş hücum etti yahu...
TEKNİK ELEŞTİRİ
Ha, unutmadan... Adımızın önünde 'eleştirmen' yazıyor ya, eksik kalmayayım diye bir 'teknik' eleştiri de ben yapayım bari... Filmdeki reel time ile flash back sahneleri arasındaki son derece yaratıcı fantastik geçişler için Çağan'ı kutluyorum...
Ne o? Bir şey anlamadınız mı? Olsun, eleştirmen kardeşlerim anlamıştır nasıl olsa...
