Sosyal medyayı kim, nasıl kullanmak isterse kullanır.
Yediğinin, içtiğinin fotoğrafını da koyar, sabah kalkar kalkmaz 'Günaydınnnn' mesajını da atar, eski sevgilisine laf da sokar...
Bunları itici buluyorsan; "Bana ne kardeşim senin yaprak sarmandan ya da eski denyo erkek arkadaşından" der, o kişileri takip etmezsin olur biter.
'TAKİBİ BIRAK' TUŞU VAR!
Ben öyle yapıyorum doğrusu.
Görmeye tahammül edemediğim saçma sapan fotoğrafları ardı ardına yüklüyorsa veya ipe sapa gelmez tweet'leri uç uca ekliyorsa; basıyorum 'Takibi bırak' tuşuna, ortada sıkıntı kalmıyor.
Gerçi bazılarına arkadaş kontenjanından mecburen katlanıyorum ama olsun artık, ne yapalım.
Birileri de bana katlanıyordur belki.
Dediğim gibi; attığı her adım için bildirimde bulunanları bir yere kadar anlayabilirim ama şu hastane fotoğraflarını bir türlü çözemiyorum.
Hasta yatağında, kolunda serumla falan fotoğraf yükleyenleri yani...
O sırada olay nasıl gelişiyor acaba?
Ben bir yakınımın veya arkadaşımın refakatçisi olsam; o sırada onun için endişelenmekten ve bir an önce iyileşmesi için çırpınmaktan elime telefonu alıp o halini fotoğraflamak aklıma bile gelmez.
İnsanın nasıl eli gider ki o telefona?
DAHA NE İLGİSİ İSTİYOR?
Ya da hasta kişinin bizzat kendisi, çektiği eziyeti bir kenara bırakıp, ilk gördüğünün eline telefonu tutuşturup 'Kardeş, rica etsem beni bir çeker misin?' mi diyor!
En son Demet Akalın makyajlı, takma kirpikli ve oksijen maskeli fotoğrafını paylaşmış Twitter hesabından...
Amaç ilgi çekmek diyeceğim ama daha ne ilgisi isteyebilir ki böyle bir isim?
Yeteri kadar hayranı, seveni, takipçisi var işte; daha ne olsun?
Ah, ah bir de serum bağlı kolunu kadraja sığdırmaya çalışarak kendi kendisini görüntüleyenler var ki; onlar tam ezik.
Neden yapıyorsunuz böyle, güzel kardeşim?
Üzülünecek halinize gülüveriyoruz, sonra ayıp oluyor!
