Gazetemizin editörü Sema Kumbaracı bir kitap bırakmış masama ben yokken... 'İsmi Lazım Değil' İçinde de bir not: "Bu ablamın kitabı..."
Sema, ablası Gaye'yi geçtiğimiz yaz o illet hastalıktan kaybetti...
Hepimiz ne acılardan geçtiğine tanık olduk.
Ama Gaye'nin hikayesini çok da bilmiyorduk.
Gaye 2008 yılında göğsünde bir şekil bozukluğu hissetmiş.
Sonra tahlil yaptırmış.
Meme kanseri belirtileri referans aralığının çok üzerinde çıkmış...
Böyle bir haberi alınca insan ne hissederse Gaye de o duyguları hissetmiş.
HİÇBİR ŞEY BİTMEDİ
Sonra zorlu bir süreç...
Kemoterapi, dökülen saçlar, bozulan psikoloji...
Ama "İsmi lazım değil" diyerek adını anmaktan bile kaçındığı bu hastalıkla en iyi savaş yolunun pozitif olmaktan geçtiğini görmüş ve yeniden hayata dört elle sarılmış.
İşini bırakmamış...
Kemoterapiler için Adana'dan İstanbul'a gelip gitmiş...
Ve bu kitabı da o süreçte yazmaya başlamış...
Yüreğindeki bütün duyguları; korkuları, sevgileri bir bir anlatmış.
Ve "Hayatı severek yaşayın" demiş. Tıpkı kendi yaptığı gibi.
Ve ölümünden 15 gün öncesine kadar kalemi elinden hiç bırakmamış.
Kitabın ilk sayfasını çevirdiğim anda, bırakamayıp sonuna kadar gideceğimi anlamıştım. Aynen öyle oldu...
Ama son sayfada hiçbir şey bitmedi.
Çünkü Gaye'nin umut serüveni devam ediyordu.
Son cümlede şöyle yazmış; Yakın zamanda nefes alma teknikleri öğrenerek bir başlangıç yapma kararındayım...
Bu yeni başlangıç olmamış ama hiç olmazsa umudu varmış.
İşte böyle...
Geçtiğimiz perşembe, Gaye'nin doğum günüymüş.
Sema -dünyanın en şahane kız kardeşi- Gaye'den sonra bütün bu notları toplamış, yayınevi bulmuş ve kitabı bastırmış.
Biraz da acelesi varmış. Çünkü Perşembe günü Gaye'nin doğum günüydü... Yüzlerce kitabı; salı günü Adana'ya, ablasının sevgi çemberinde onunla yaşayan-paylaşan dostlarına göndermiş.
NE KADAR ANLAMSIZ!
Ne tesadüf ki; kitabı okuduğum gün benim de rutin kontrolüm için doktor randevum vardı.
Her defasında korka korka giderim.
Bu kez Gaye'nin yazdıklarıyla gittim. Ve sağlıklı olmanın insan için ne kadar önemli olduğunu, bunun dışında bir şeyi kafaya takmamanın gerektiğini bir kez daha kendime söyledim.
Hani gün boyu sızlanıyoruz ya; 'O niye öyle oldu, bu niye böyle oldu?' diye... Ne kadar anlamsız.
Mamografimi çektirdikten sonra da; içimden ona usulca bir selam gönderdim. Ve tüm kadınlara tavsiyem; lütfen rutin kontrollerinizi aksatmayın...