'Annemin Yarası' filmi; hikayesi, kurgusu, oyuncu performansları, görüntüsü ve müzikleriyle izleyiciye gerçekten de seyretmeye değer, hüznü bol kaliteli bir yapım vâdediyor. Yönetmen Ozan Açıktan, bizi Bosna Savaşı'nda yaşanan acıklı bir hikayenin ortasına götürüyor. Savaş sadece yaşandığı zaman değil, insanları ömür boyu bu acıyla baş başa bırakıyor. Film savaş sonrası, yaşı 18 olduğu için yetimhaneden ayrılan 'Salih'in ailesini aramak içi çıktığı yolda başından geçen trajik olayları anlatıyor. 'Salih'i canlandıran Bora Akkaş'ın performansı inanılmaz. Bora, zaten Altın Portakal ödüllü bir oyuncu. 'Annemin Yarası'ndaki rolünün de üstesinden fazlasıyla gelmiş, hatta üzerine çıkmış, her şeyi bitirmiş. Onun her duygu değişiminde sağ olsun hep birlikte aynı duyguları hissettik.
Belçim Bilgin Erdoğan'ın oyunculuğuna diyecek söz bulamadım. Filmde yaşadığı her hüznü, izleyiciye de doğrudan yaşattı. Ozan Güven'in canlandırdığı 'Borislav' sanki klişe karakterlere inat yazılmış; karakteri izleyiciye o kadar iyi sunuyor ki, beyazperdede farklı karakter gördüğümüze sevinirken 'Borislav'ın dünyasına kapılıp gidiyoruz. Meryem Uzerli'nin rolünü ise gerçekten başkası oynayamazmış, bu rol tamamen onun için yazılmış. Okan Yalabık'a gelecek olursak; en sade performansıyla öne çıkıyor.
Filmdeki hareketli kamera çekimleri Ozan Açıktan'a olan sempatimi bir kat daha artırdı. Dahi bir yönetmen o; bize çok etkileyici bir görsel şölen sunuyor, böylesine acıklı bir konuyu ise ajite etmeden, vicdanlı bir şekilde işliyor. Filmin en hüzünlü sahnelerinden biri 'Salih'in "Ben annemin yarasıyım" dediği kısımdı. Bu film de o yüzden benim nezdimde tüm annesinin yarası olan çocuklara gitmeli.
