T
elif Hakları Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı ve bu
sezon 70 Türk filminin çekildiğini duyurdu. Bunu da sinemamız adına umut verici bir gelişme olarak değerlendirdi. Evet, 70 filmin çekilmesi sektöre bir hareketlilik getirmiş olabilir. En azından pek çok insana ekmek kapısı olmuştur.
Ama merak ediyorum, 70 film gösterime girecek salon bulabilecek mi? Haydi buldu diyelim, izleyici bulabilecek mi? Sanmam...
Peki ne oldu da herkes film çekmeye soyundu? Yanıtı çok basit...
MANTIK YA TUTMAZSA?
Yılmaz Erdoğan ile başlayan; Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar ve Mahsun Kırmızıgül ile devam eden gişe başarılı filmler, birilerinin iştahını kabarttı.
"Türk halkı Türk filmlerini yeniden keşfetti ve sinemaya gitmeye başladı. Biz de yapalım" diyerek işe soyundular. Büyük ihtimal 'ya tutarsa' mantığı var burada. Ama... Ama ya tutmazsa! 70 filmin her birinin hak ettiği bütçelerle çekildiğini sanmıyorum. Bunca alternatifin arasında izleyici, kötü kotarılmış, ucuza mal edilmiş filmlere niye gitsin ki?
Herkesin, Cem Yılmaz gibi filmine milyon dolarlar yatırdığını mı zannediyorsunuz? Yok öyle bir şey. Tabii burada bir de sinema salonlarının durumu var. Gişesi garanti görünen filmler zaten şimdiden salonları kapattılar. Arada boşluk olursa bu 70 filmin içinden şanslıları gösterime girebilir.
KİMSE KENDİNİ KANDIRMASIN!
Bir de festivaller var tabii... Ödüller filme, yapımcısına ve yönetmenine büyük prestij getiriyor. Ama o kadar. Yani ödül de gişe garantisi değil!
Geçtiğimiz yıl en çok izlenen filmler arasında 'Recep İvedik 2', 'AROG', 'Muro', 'Güneşi Gördüm' ve 'Güz Sancısı'nı hatırlıyorum. Ondan ötesi yalan... Bu yıl da 70 filmden en fazla 7-8 tanesi izleyici bulur. Kimse "Türk Sineması şaha kalktı" diye kendini kandırmasın. Bu arada bir konu daha var. Filmlerin kastları. Onu da buyurun aşağıda okuyun...
