Cansu Dere'nin ehliyetine el konulduğu için aracını şoför kullanıyordu... Ama dizi çekimlerinde rolü gereği araba kullanması gerekmiş ve kullanmış da. Bebek'de birkaç tur atınca dikkat çekmiş, polisler tarafından durdurulmuş, hakkında işlem yapılmış, mahkemeye çıkartılmıştı. Ben de Sabah'ın Yazı İşleri Müdürü ve Etik Servisi'nin sorumlusu Barış Soydan'a sormuştum: "Bu durum etik midir? Yani ehliyetin olmasa da rolün gerektiriyor diye trafiğin içinde araba kullanabilir misin? Mış gibi yapabilir misin? Trafik cezası kesilen kişi, dizi karakteri 'Eyşan' mıdır yoksa Cansu mudur?"
SETİN SINIRI OLUR MU?
Sağolsun Barış, sabah.com.tr'den yanıt vermiş sorularıma... "Sahne etiği 'Show must go on' (Gösteri sürmeli) diye başlar ve şöyle devam eder: 'Oyuncu, kişisel problemleri ne kadar büyük, rolü ne kadar küçük olursa olsun, en iyi şekilde oynamalıdır.' Dere'nin yaptığı, şovun sürmesi için rolünü oynamaktan ibaret. Davranışı bence etik. Ama acaba yasal mı? Bu, ayrı bir tartışmanın konusu.. Eğer yapım şirketinin söylediği gibi Dere, set sınırları içinde, senaryo gereği direksiyon başına geçtiyse, bunda etiğe aykırı bir şey yok." Barış'ın söylediklerine bir yere kadar katılıyorum ama 'set sınırları' diye bir şey olmadığını da belirtiyorum. Sonuçta dizi, sınırları çizilmiş özel bir alanda çekilmiyor. Dolayısıyla Ay Yapım'ın "Cansu Dere, haberlerde belirtildiği gibi set sınırları dışında değil, set sınırları içinde, senaryo gereği direksiyon başına geçmiştir" açıklaması pek bir anlam ifade etmiyor. Evet, Cansu senaryo gereği direksiyon başına geçmiş ama orası kapalı bir alan değil ki... Sonuçta Cansu'ya "Böyle bir sahne çekeceğiz, arabayı kullanacaksın" demişler. O da "Peki" demiş. Ama yapım ekibinden, prodüksiyondan bir kişi de böyle bir ihtimalin gerçek olabileceğini, yani polislerin Cansu'yu durdurabileceğini hesaba katmamış. Yani olan Cansu'ya olmuş; karakola gitmiş, sorgulanmış, mahkemeye çıkmış, sinirleri bozulmuş, vs...
GÖREV DIŞI HAREKETLER
Polis ne yapsın? Elinizde çekim için alınmış bir izin belgesi gösteremiyorsanız tabii ki ceza keser. Yani gerekeni yapar... Ama... Söz konusu olayda görevin dışına taşan, gerekeni aşan hareketler de söz konusu... Cansu Dere, hakkında işlem yapan polis memuruna "Adınızı öğrenebilir miyim?" dediğinde "Adımı ne yapacaksın? Facebook'una mı ekleyeceksin?" yanıtını almış. Çok basit, çok hafif... "Hanımefendi adım Ahmet ya da Mehmet" demek varken, "Ne yapacaksın, Facebook'una mı ekleyeceksin?" demek, görev sınırlarını aşan bir yaklaşım. Belki de taciz! Ne dersiniz?
