Biten ilişkileri konu alan filmlerde hep şöyle bir sahne vardır:
Sevgili ya da eş, eski sevgilinin ya da eşin evine gider. Kapıyı çalar ve hiç tanımadığınız yeni sevgili kapıyı açar ve soğuk bir merhabalaşma yaşanır.
O an eski aşkınızla yaşadıklarınız, saatte 200 km hızla aklınızdan geçer.
İçiniz burkulur, kötü hissedersiniz. Ayrılırken her iki taraf "Tabii ki onun da hayatında birileri olacak" dese de fark etmez, yeni sevgiliyle tanışmak zordur.
Hele arada çocuk da varsa ve fondan onun sesi yankılanırsa, daha da kötü olursunuz.
Ataerkil toplumlarda bu durumun kabullenilmesi daha da zordur. Erkek yeni sevgili yapar kendine ama eski eşin ya da sevgilinin başkasıyla olmasını kabullenemez. Her ne kadar ikiyüzlü bir durum olsa da; bu böyledir. Bu durum kadın için de geçerli aslında...
Niye mi bu konuyu açtım? Kelebek'te Ahu Yağtu'nun ilk eşi Doğan Akçura ile buluşması haber oldu da... Haber güzel ve seviyeli verilmiş; Yağtu'nun Cem Yılmaz'la flört ederken de, Akçura'nın doğum gününe katıldığından bahsedilmiş.
Haberde Akçura'nın muhabir Cenker Tezel'e söylediği şu sözler de yer alıyordu: "Yanlış bir şey yazma; evliyim, yeni de çocuk oldu. Ahu hâlâ arkadaşım, bunda bir şey aramayın."
ESKİ AŞK...
Geçtiğimiz ay GÜNAYDIN'da yer alan Yüksel Yavuz imzalı haberde; Yağtu'nun, arkadaşı Tolga Sezgin ile bir partide çekilmiş fotoğrafı yayınlandı. Cem Yılmaz'ın yılbaşına eski sevgilisinin mekanında girmesi de haber olmuştu. Bu haberler hep olacak, ünlü olmak bu açıdan da zor.
Normal hayatta ayrılan çiftler, isterlerse birbirlerinden bir daha hiç haber almazlar. Ama ünlü oldunuz mu, bir gün gazeteyi açtığınızda çıkar eski eş, sevgili karşınıza. Fotoroman gibi izlemeye devam edersiniz onu.
Özetle Cem Yılmaz ve Ahu Yağtu için zor günler başlıyor. Birbirlerinin özel hayatlarını istemeye istemeye takip etmek zorunda kalacaklar.
Her ne kadar iki medeni insan olsalar da, eski aşkınızın yeni birisini bulması burukluk yaratır. Ta ki eski aşkı kafadan tamamen silene kadar...
