Artık neye ne tepki vereceğimi şaşırmış durumdayım.
Bünye almıyor, göz görmek istemiyor.
Gönül zaten katlanamaz halde.
İstanbul'un göbeğinde günlerdir olan biten çözülemiyor.
Çözülemediği gibi gitgide karışıyor, karmaşıklaşıyor, içinden çıkılamaz bir hal alıyor.
İnsan, insanlık adına yazılacak cümlelerini bile tüketiyor. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu İstanbullu'ya sabah bir söz veriyor, akşama söz uçuyor Toma'lar ve biber gazı kalıyor.
KAYGILANMAYIN...
Türk bayrağı taşıyan engelli vatandaşımız tazyikli su yiyor.
Onlarca kişi yaralanıyor, kalpler, umutlar kırılıyor.
Başbakanımız tavrından ve tarzından bir gram ödün vermiyor. Top Hülya Avşar'la, Kurtlar Vadisi ekibine atılıyor. Arayı bulmak onlara kalıyor.
Bulacaklarsa ne ala. Keşke...
Ama insan düşünmeden edemiyor; ne alaka?
Doğru haber alabilmek için CNN International'ı açıyoruz.
Çare yok. Saatlerce yayın yapan CNN'nin ünlü habercisi Christiane Amanpour, Başbakanımızın başdanışmanı İbrahim Kalın'a canlı canlı ayar veriyor.
Sorduğu sorularla, araya girmeleriyle Amanpour gazetecilik dersi veriyor.
Taksim'de toplanan binlerce kişi biber gazından ve tazyikli sudan çil yavrusu gibi dağılıyor.
Durum felaket.
Bu arada İstanbul Valisi Mutlu pek mutlu ve umutlu olacak ki Twitter'dan "Kaygılanacak bir şey yok" mesajını atıyor.
BİZİ KİM KORUYOR?
Bizde akıl duruyor.
Daha sonra Sayın Mutlu basın toplantısına çıkıyor ve bol bol 'sevgi'den dem vurduktan sonra "Çocuklarınızı Taksim'den alın, can güvenlikleri yok" diyor.
Diyebiliyor!
Pardon ama İstanbul'un valisi, İstanbul'un çocuklarını koruyamıyorsa, onların can güvenliklerini sağlıyamıyorsa ne yapıyor? "Çocuklarınızın can güvenliği yok" ne demek oluyor?
Burada alt mesaj ne oluyor?
Bir bilen var mı bu memlekette bizi kim koruyor, bizden sorumlu kim, biz kime güveneceğiz?
Burada neler oluyor?
