Madem 2012 değişim yılı diyorlar; bu yıl belki bir değişiklik yapar ve istediğimiz hayatı seçeriz, ne dersiniz?
Mesela mecbur olduklarımızı değil, yüreğimizi kıpır kıpır edenleri tercih ederiz.
Mesela artık bizi boğan işimizi bırakıp çok istediğimiz, yıllardır hayalini kurduğumuz 'o işe' geçmek için adım atarız.
Mesela artık "Artık çok geç!" fikrine inanmayı bırakırız.
Mesela alışkanlığı güven duygusuyla birleştirmekten vazgeçeriz.
PİŞMAN OLMAK İSTEMİYORUM
Mesela vazgeçebiliriz.
Çok basit ve klişe ama bir şeyden vazgeçmeden, diğerine kavuşamayız ki!
İki karpuzu aynı anda taşıyamayız ki! Sevdiğimiz şeyleri erteleye erteleye tam zamanında hayatımızı yaşayamayız ki.
En korktuğum şey ne biliyor musunuz? Belki de cümleyi şöyle kurmalıyım; "En istemediğim şey ne biliyor musunuz?"
Bir gün yapamadıklarımdan dolayı pişmanlık duymak!
Yapamadığım o şey her neyse, onun içimi kemirmesi...
Beni huysuz, asabi, asık suratlı biri haline getirmesi...
İşte bunu hiç istemiyorum!
YAPABİLİR MİYİZ ACABA?
Çünkü o çok istediği şeyi sırf endişelerinden, mecburiyetlerinden ve korkaklığından elde edememiş hatta elde etmek için kılını bile kıpırdatmamış, yeterince çabalamamış insanlardan biri olmak fikrinden nefret ediyorum.
Olasılık aklıma geldikçe, kendimi köşeye sıkışmış gibi hissediyorum.
Ama vazgeçmeden olmuyor değil mi?
Göze almadan arzularımız gerçeğe dönüşmüyor.
Ortalamada durarak başarılmıyor.
En önemlisi de sanırım şu; hiç denememiş olmak, insana deneyip de başaramamış olmaktan daha çok koyuyor.
Ne dersiniz? Belki bu yıl siz de kalbinizden istediklerinizi seçersiniz.
Biraz cesaretlenirsiniz.
Yapabilir misiniz acaba?
Yapabilir miyim acaba?