Açık söyleyeyim, tatile çıkarken gözüm arkada kalmıştı. Ya bir şeyleri kaçırırsam duygusu ile başladı tatil. Ama yok, öyle bir şey olmamış. Olaylar bildiğimiz olaylar işte. Tek şaşırdığım Demet Akalın ile Önder Bekensir'in barışması oldu. Gazeteyi elime aldığımda "Aaaa" dedim, "Aaaa....aaaaa..." O kadar çok "Aaaaa" demem çevremdekileri korkuttu. Bir şey mi oldu diye yerlerinden fırladılar. Sonra da benim bu halime kahkahalarla güldüler. "Ama bu benim işim" dedim. Yoksa bana ne! Demet Akalın isterse yüz kez evlensin, yüz kez boşansın, yüz kez kavga etsin. Ama sonra halime gülenleri de olayın içine çektim. "Bir insan boğaz boğaza geldiği, ardından boşandığı bir adamla, boşandığı günün ertesi niye yeniden bir araya gelir?" diye sordum. İşte yorumlar:
Henüz aşk bitmemiştir. Çok büyük bir aşktır ve aşkta gurur olmaz.
Reklamdır. İnsanın bu evlilikten bir beklentisi yoksa kendini bu kadar rezil etmez.
Bazı aşklar böyle büyük çekişmelerden beslenir. Hesaplar kapatılmadıkça, işin sağlaması yapılmadıkça evlilik bitmez.
Demet Akalın için önemli olan ilişkiyi tüketmesi ve son kararı kendisinin almasıdır.
Kavuşmaların tadı bir başkadır. Her defasında aşklarının daha büyüdüğünü görüp bu sınavları sık sık tekrarlamaya birlikte karar vermiş- lerdir.
Koca eskitmek zor gelmiştir.
Bilmediğin adamla yeni bir ilişkiye başlayıp sil baştan yapacağına bildiğin bir adamla boğuşmak daha iyidir. Çünkü her evlilikte aynı şeyler yaşanacaktır.
Demet Akalın babasız büyüdüğü için hayatında her zaman bir erkek figürüne ihtiyaç duyacaktır. Ve yalnız kalmamak için bu evliliği yürütecektir. Yorumlar böyle... Benim yorumuma gelince: Her evliliğin kendi iç dinamikleri vardır. Yani öyle dışarıdan ahkam kesmekle olmaz. Burada Demet'e bir tavsiyem olabilir sadece: Madem bu kadar çabuk ayrılıp barışıyorsun, bitirmeye karar verdiğin anda ağzına bir fermuar çek ve kimseyle konuşma. Çünkü belli ki bunu daha defalarca yaşayacaksınız.
