"Ama evlisiniz ve karınız Almanya'da, sevgiliniz burada ve hamile..." "Almanya'daki eşimle ilişkimiz 30 yıldır sürüyor, Seda'yla (sevgilisi) ilişkimiz 10 yıldır. Ayrıldığımız oldu ama her ayrılıkta daha güçlü bir şekilde devam ettik. Şimdi de bebek bekliyoruz..." "Tereddüt etmediniz mi, sevgilinize, 'İki tane üniversiteye giden evladım var, tekrar baba olmak istediğimden emin değilim' filan demediniz mi? "Onun mutlu olması benim için önemli. Ben babalığı yaşadım, o da anneliği yaşamalıydı." Ayşe Arman'a röportaj veren Yılmaz Vural'ın yanıtları bunlar... Arman, direkt "Sevgiliniz burada ve hamile" diye sorduğuna göre; ünlü teknik direktörün daha önce de bu itirafı yapmış olması gerek! Ben daha önce Vural'ın böyle bir itirafta bulunduğunu hatırlamıyorum. Tabii yanılıyor da olabilirim. Belki de Arman, spor camiasında bilinen bir gerçeği herkes biliyormuş edasıyla sordu. Neyse ben bunu ilk kez yapılmış bir açıklama kabul ediyorum. Herkesin özel hayatını dilediği gibi yaşamakta özgür olduğuna, bireylerin başkalarına zarar vermediği sürece toplumun dayattığı her ahlaki değere uymak zorunda olmadığına inanan biriyim. Ancak dünyanın her yerinde ünlü bir antrenörün evliyken sevgilisinden çocuk sahibi olduğunun ortaya çıkmasının, haber dilinde 'skandal' olduğunun da bilincindeyim. Peki, basında eşini aldatıyorvari haberler çıkmamışken, ortada hiçbir neden yokken, ünlü bir antrenör yasak aşk yaşadığını ve üstelik bu ilişkiden bir çocuk beklediğini neden açıklar? Vural ünlü mü olmak istiyor? Yeterince ünlü değil mi? Peki, bir Ayşe Arman röportajıyla çok konuşuluyor olmak mı istiyor? Son seçenek bana daha mantıklı geldi. Vural, röportajda kadın-erkek ilişkisine dair farklı açılardan bakmamıza neden olacak felsefi ya da ilginç yanıtlar verse, bir nebze olsa da kendisini anlayacağım. Ancak adam çok doğal bir olaymış gibi "Eşimi aldatıyorum, sevgilim de benden hamile" diyebiliyor. Belki bu yanıtlar Vural için doğal olabilir ama bu doğallığın toplum adına hiçbir değeri yok. Belki şu yanıtlar Vural'ın psikolojisini çözmemize yardımcı olabilir: Almanya'da okumak, yaşamak ne kadar zahmetliydi? Çok. Bodyguard'lık, garsonluk yaptım, aklına gelen her şeyi yaptım. Anlatılmayacak şeyler de yaptım... Ne kadar kötü şeyler yapmış olabilirsiniz ki, mesela jigololuk mu? Bir amacınız varsa, o amaca giden yolda her şey yapılıyor. Bir an geliyor kendinizden veriyorsunuz, aksi takdirde bir şey olmak mümkün değil.
VURAL'IN HAYAT FELSEFESİ
Vural'ın 'anlatılmayacak şeyler' dediği ne acaba? Aklıma bir iki yanıt geliyor ama onlar da Vural'ın dediği gibi 'burada anlatılmayacak şeyler'. Vural'ın hayat felsefesi hakkında artık daha net bilgilere sahibiz galiba! Röportajın üçüncü bombası ise Vural'ın yeraltı dünyasından insanlarla ilişkisinin de iyi olduğunu ballandıra ballandıra anlatması ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmesi. İddia ediyorum bu röportajı İngiltere'de Capello verseydi, ertesi gün çarmıha gerilirdi. Belki de asıl yanıtlamamız gereken soru; Türkiye'de artık her şeyin rahatsızlık duyulmayacak kıvama gelip gelmediği?