Bazıları, o fotoğrafları görünce çok rahatladı. Belki kocasına, belki sevgilisine gösterip "Bak gördün mü, koskoca ABD Başkanı'nın karısı bile böyle bir manzarayı kaldıramıyor!" dedi.
Kıskançlık başa bela bir duygudur. İnsanın ciğerini söndürür, gülünç duruma sokar, en çok da küçük düşürür.
Michelle Obama'nın başkan kocasının, Danimarka Başbakanı ile makara yapıp gülerken, yüzünü şekilden şekle sokması gerçekten komik değil miydi?
NE YAPIYOR OLABİLİRLER Kİ!
Eh be kadın, burnunun dibinde ne yapıyor olabilirler ki yüzün çarşamba pazarına dönüyor?
Sen de kulak ver, sen de katıl muhabbetlerine, sen de gül, eğlen onlarla...
Michelle cinsi hemcinsim, o kadar çok var ki bu dünyada. Sayıları kumla, kumla. Özgüveni olmayan, ezik ruhlu, zar zor bir koca buldum ya kaptırırsam telaşı içinde hayatı kendine de, beraber olduğu insana da zehir eden kadınlar.
Ki önünde sonunda gerçekten de terk ediliyor genelde; ama başka bir kadın için, ama kaprisleri, tripleri ve huysuzlukları artık tahammül sınırını aştığı için....
Başka kadın meselesi de yine onların yüzünden çıkıyor zaten.
Delinin aklına taş düşürüyorlar.
ARKADAŞ ONLAR, ARKADAŞ!
Durup durduk yerde beraber oldukları insanların kafasına en yakın arkadaşlarını sokuyorlar mesela: Bir davetten eve dönüyorlar diyelim ve başlıyorlar beyin eti yeme faslına: "Ne o, bütün gece Necla'nın memelerinin içine düşecektin! O kadar gülecek, kahkaha atacak ne konuştunuz merak ettim doğrusu? Bana anlatsaydınız da beraber gülseydik?"
Bunun gibi aslında ortada olmayan, kıskanç eşin kendi kafasında yarattığı flörtleşme halleri.
Adamın aklında yoksa bile "Saçmalama, ne Necla'sı?" dedikten sonra kafasının bir kenarına kurt yerleşiyor bir kere: "Yoksa Necla gerçekten asıldı mı bu akşam bana? Hımm memeleri de fena değildi gerçekten..."
Bak yapmayın böyle... Dünyada tek bulunmaz Hint kumaşını siz almadınız koca diye...
Ve kadınla erkek sadece kırıştırmak için getirilmediler yeryüzüne.
Arkadaş onlar, arkadaş!
