'Bir evliliği kurtarmanın yolları' diye bir başlık atılmasını, bu başlık altında bir yazı veya kitap yazılmasını beyhude bir çaba olarak görüyorum. Çünkü bir evlilik kurtarma noktasına geldiyse, zaten çoktan gemi karaya oturmuş demektir.
Şimdi "İzin dönüşü daha ilk yazında, yine evliliklerle ilgili olumsuz lakırdılar mı edeceksin?" diyeceksiniz.
Hem de tam düğün mevsiminde, insanların başı ardı ardına göğe ererken...
Evet öyle olacak çünkü izin dönüşü sersemliğinde, tam ne yazsam diye düşünüp magazin gündeminde gezinirken; pat diye bu haber önüme düştü.
Ebru Şallı'nın biten evliliğinden ders çıkaran Emre Altuğ-
Çağla Şıkel ikilisi, o hale gelmemek için birtakım kararlar alıp bunu madde madde sıralamış.
BAŞ BAŞA ROMANTİZM
Sonra da o kağıdı tutup gazetecilere vermişler galiba, orasını pek anlamadım.
Haber doğru mu, değil mi bilemiyorum yani. Benim ilgilendiğim de kişiler değil; evliliği kurtarma çalışmaları sırasında sıralanan o maddeler zaten.
Tabii öncelikle şu da var; iddialara göre Ebru Şallı'nın boşanma sebebi, Şallı'nın başka sulara yelken açması...
Altuğ-Şıkel çiftinin derdi ise anladığımız kadarıyla; aralarındaki romantizmin bitmesi ve iki beden arasına soğukluk girmesi.
Neyse gelelim bu maddelere ve benim bu konudaki engin fikirlerime:
1)En kısa zamanda çocuklarından ayrı baş başa tatile çıkacaklar.
Hiç boşuna zahmet buyurmayınız.
Baş başa çıkılan o tatilden; sıkıntıdan patlamış, iki kelime edememiş, konuşmayı unutmuş ve birbirinizden iyice soğumuş olarak geri dönersiniz.
Bunca senelik beraberlik ve iki çocuktan sonra baş başa romantizm diye bir şey kalmaz... Kaldığını savunanlar, adımın Öncel olduğu kadar eminim ki, palavra sıkıyordur.
Siz yine çocukları evde bırakın ama boş verin iki kişilik sakin tatili. Yanınıza da şöyle en eğlencelisinden birkaç arkadaş almayı unutmayın. Bol bol güler, makara yapar, macera yaşar, kafayı iyice dağıtırsınız. Hem kalabalık içinde flörtleşmenin tadı başkadır. Bakarsınız birbirinize yeniden aşık olursunuz. Biraz zor ama!
OLMADI MI OLMUYOR
2)Paylaşımı artırmak için birlikte daha çok vakit geçirip arkadaşlarıyla sosyal faaliyetlere katılacaklar.
Hah! İşte ben de bunu diyordum.
Bu madde, bir nebze olsun işe yarayabilir.
3)Bugüne kadar özel günleri pek kutlamayan çift, artık kendileri için anlamlı günleri unutmayacak.
Amaaan! Bu da boşa kürek çekmenin bir başka şekli. Onca yıldan sonra artık özel gün kutlaması mı kalırmış! Bu tür kutlamalara hâlâ abartılı özen gösterenler, içi boş beraberliklerini hem kendilerinden, hem de çevrelerinden gizlemeye çalışanlardır.
Doğum günleri dışındaki kutlamalara harcanan zamana ve paraya yazık. Yapmayın!
4)Çağla Şıkel her zaman eşinden duyduğu romantik sözlere daha duyarlı olup karşılık verecek.
Bak bu da zor; olmadı mı, olmuyor çünkü. Aradaki sevgi şekil değiştirdiyse yani aşktan arkadaşlığa/akrabalığa döndüyse, artık günün 24 saati birbirine aşkım-çikiletam-bonbonum desen de kâr etmez. O sözcüklere ancak içten gelirse karşılık verilir.
"Sana hâlâ deliler gibi aşığım" cümlesine verilen zorlama "Ben de" cevabı, bazen bin küfürden daha anlamlıdır.
