Yazarımız Ayşe Özyılmazel, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'a çağrıda bulunmuş, 'Haydi kalkın bir adalar turuna çıkın' demişti. Ben gittim, gördüm, deneyimleyip geldim. Durum şudur; Ayşe'nin dediği gibi Mikonos'un bir düzeni, bir kuralı ve oluru olmazı var. Örneğin; ne kadar zengin olursanız olun, bir mekana yer ayırtmanın usulünü iyi bilmeniz gerekiyor. Öyle son dakika 'Sen benim kim olduğumu biliyor musun?' falan işlemiyor. Plaja gittiniz, kafanıza göre bir yere oturdunuz, hemen çalışanlar gelip uyarıyor: 'Orada durmak, bekleme yapmak yasak, lütfen kalkın.' Mekan çalışanları alacakları bahşişin de hesabını biliyor; 10 Euro eksik kaldı mı, tepenize üşüşüyorlar. Öyle ki kaçma şansınız olmuyor. Minimum harcama tutarını ödemek zorundasınız, sesinizi yükseltmeye kalkan kapı dışarı atılıyor. Oralarda şartlar anlayacağınız çok kolay değil. Biz de 'Olur abi, hallederiz abi, sen gel yeter ki' tavrından ve de isteklerimizi oldurtana kadar sürdürdüğümüz o baskıcı tavırdan buraların değer çıtası düşüyor. Hiç söylenmeyin! Mikonos, Bodrum gibi değil. Orada eğer öyle bir yer var da ben farkında değilsem, lütfen gelip Yalıkavak'taki evimden, klimanın altından beni kaldırıp götürsün...
