Bir yanda futboldaki şike olayları, bir yanda siyasi gelişmeler...
Aileler çocuklarını SBS sınav sonucuna göre hangi okula yerleştireceğinin telaşında...
Kimi bütçeyi denkleştirip tatile gidip gidemeyeceğinin hesabında...
Yaz geldi geliyor derken, neredeyse bitecek diye bir korku da var.
Malum önümüz Ramazan, sonra bayram. Bir bakmışsınız sonbahar...
Yani; herkesin önünde kalem kağıt, hesap yapıyor.
Ve bu bunaltıcı günlerde bir kadın, sosyal medyadaki varlığıyla her şeyin üstüne çıkıyor, adından söz ettiriyor, kaynamış, kavrulmuş ruhlara yelpaze görevi görüyor.
HİLAL'E HAK VERDİM
Evet, Hilal Cebeci'nin Twitter'da başlattığı panpiş rüzgarı, bu sıcak yaz günlerinde, can sıkıntılarımıza derman oldu. İlk günlerde "Bu ne ya!" diye sinirlensem de sonra ona hak vermeye başladım.
Ha evde çekmiş fotoğrafları, Twitter'a yüklemiş, ha Bodrum'da bizim çocuklar tarafından çekilmiş, ne fark eder...
Aysu Baceoğlu günlerdir Bodrum'da...
Güneşlenirken sağa dönüyor haber oluyor, sola dönüyor haber oluyor...
Keza, yattığı yerden ayağa kalkınca da haber oluyor. Şov dünyasında herkes menajerlerle, basın danışmanlarıyla kafa kafaya verip bir şeyler üretmeye çalışırken; Hilal Cebeci bir anda gelip meydanı dolduruyor. Ekip falan da yok, bir başına. Masrafsız, kredisiz, kefilsiz!
Popülaritesi artsın diye mi yapıyor bunları? Yapsın...
Para kazanırım diye mi yapıyor?
Yapsın...
Birilerini sinir etmek için mi yapıyor?
Yapsın...
Bence Hilal Cebeci'nin bu 'harekatı' iletişim fakültelerinde ders olarak okutulmalı. Ayrıca gün boyu ajanslarındaki toplantılarda kafa patlatan reklamcılara da ders olmalı. İddia ediyorum; Hilal Cebeci'nin soyunup dökünmesi Twitter'da takipçi sayısını artırdıysa; bugünlerde birileri mutlaka açık denizlerde üstsüz yakalanacaktır. (Tabii farkında olmadan...) Yakalandıktan sonra da "Bu paparazzilerden hiçbir yerde rahat yok!" şikayetinde bulunacaktır!
Hatta Sibel Can'ın balkonlu görüntülerini anımsatan bir görüntü de ortaya çıkabilir.
Gözüm kulağım Bodrum'un koylarından gelecek haberlerde...
