'Fatmagül' polemiğinden istifa ettiğimi yazıp da iki gün sonra tekrar bu tartışma ortamına dahil olmak... Evet, tutarsız bir yaklaşım ama Hıncal Abi (Uluç) öyle bir yazı kaleme aldı ki, bugüne kadar 'Fatmagül'ün Suçu Ne?' dizisini çok sert bir dille eleştiren benim bile ezberimi bozdu... Polemiklerde karşı tarafa "Evet, ben bunca yazı yazdım ama sonunda haklı çıktın" demek de acayip bir şey... Ancak bence bir yazar tüm egosunu bir tarafa bırakıp bunu da demeli... Evet, Hıncal Abi haklısın, ama kısmen haklısın! Bu dizinin tecavüz ile tanıtım yapmasını, tecavüz sahnesini fanteziye dönüştürmesini, tecavüzün toplumda espri konusuna dönüşmesine vesile olmasını sonuna kadar eleştirdim ve eleştirmeye de devam edeceğim. Çünkü uzmanların çoğu da benimle aynı fikirde.
TECAVÜZ=BİR GECELİK İLİŞKİ?
Türkiye Psikologlar Derneği'nin yaptığı açıklamayı tekrar paylaşmak istiyorum: "Kadına yönelik şiddeti reyting malzemesi olarak kullanmak, tecavüzü pornografik olarak sunmak, mizah ve komedi malzemesi yapmak da bu tecavüze ortak olmaktır... 'Fatmagül'ün Suçu Ne?' dizisindeki tecavüz sahneleri bir reyting toplama aracı olmuş, ilk bölümü bir hafta içinde defalarca gösterilmiş, espri konusu haline gelmiştir." Gelelim Hıncal Abi'nin ezber bozan yazısına... "Efendim, mizah konusu oluyormuş. Sıradanlaşıyormuş.. Keşke yahu.. Keşke sıradanlaşsa tecavüz de, Fatmagüllerin başına gelenler sıradan bir şey olarak kabul edilse, kızlar hayat boyu o leke, o travma ile yaşamasa, ya da ölmeseler. Feminist kadın yazarlar, gözlerini devirerek üzerime gelmesinler sakın 'Hıncal tecavüzün sıradanlaşmasını istiyor' diye... Alternatif koyuyorum ortaya.. Sizin bu ahlak teorileriniz ve eğitiminizle tecavüz eden değil, edilen ölüme mahkum edilirken, bırakın o zaman tecavüz de sıradanlaşsın, One Night Stand/ Bir gecelik macera gibi bir şey kabul edilsin kızın başına gelen..." Bence Hıncal Abi, tecavüzün sıradanlaşmasını isteyerek bilinçli bir şekilde abartı yaptı. En radikal feminist yazarların, kadın derneklerinin bile aklına gelmeyecek bir öneriyle olaya çok farklı bir açıdan yaklaşarak, tecavüze tepkisizliğe meydan okuyor. Tabii ki tecavüze istenmeyen bir gecelik ilişki diye yaklaşamayız ama Hıncal Abi'nin belirttiği gibi en azından kadınların, özellikle de töre kabusuyla ezilenlerin 'tecavüz=ölüm' düşünce yapısını kırmalıyız. Evet, Hıncal Abi bu noktada haklısın... Artık 'Fatmagül' polemiğine zararın neresinden dönülürse kârdır diye yaklaşacağım. Tüm hatalara rağmen bu dizinin bir şeyleri değiştirmesini ümit edeceğim. Daha önce de yazdım... Keşke tecavüz sahnesini fanteziye dönüştürmek yerine sivil toplum örgütleri, kadın dernekleriyle birlikte hareket etselerdi. Ancak bu noktada Kanal D ve Ay Yapım'ın yine de bir şansları var. Evet, bir misyon üstlenmeleri gerekiyor. Sakın "Kurgusal bir dizi yapıyorum, öğretici olmak zorunda değilim" demesinler. Tecavüz gibi bıçaksırtı bir konudan büyük reyting kazanıyorlarsa şapkayı önlerine koymalarının vakti geldi.
KANAL D SORUMLULUK ALSIN
Sivil toplum örgütleriyle ortak hareket etmeliler... Mesela dizide bir dakikalığına bir tecavüz mağduru yüzü gösterilmeden "Tecavüz kaderin değil, hesap sor, sessiz kalma" dese ya da Beren Saat kadın derneklerinden temsilcilerle buluşsa, yapılan söyleşiler farklı bir programda ekrana getirilse fena mı olur? Her şeyi biz yazarlar mı öğreteceğiz yahu! Bizim kanal yöneticileri zeki değil. Aslında önlerinde büyük bir fırsat var. Tecavüz mağdurlarına destek olacak toplumsal bir sorumluluk projesinin sahipçisi olup marka değerlerini de artırabilirler ama uyuyorlar. Bakın yakında atv'de 'Kızım Nerede?' dizisi başlayacak. Konu bir kızın kaybolması ama onlar bazı şeylerin farkında. Basına geçtikleri bültende Türkiye'deki kayıp çocukların sayısından, ailelerin yaptığı hatalardan bahsettiler. Kafalarında bir sürü de proje var. İşte budur yapımcı ve kanal duyarlılığı... Yarın da o diziyi yazacağım. Özetle Kanal D ve Ay Yapım, bir şeyler yapmalı, sorumluluk üstlenmeli, tecavüzün reytinginden faydalanıp duyarsız kalmamalı.
