* Hüsnü Şenlendirici ve Deniz Seki ile samimisiniz... Bu yüzden sanırım her iki taraf da sizinle bilgi alışverişinde bulunmuştur. Deniz Hanım size Hüsnü Bey'i soruyor mu?
Tabii ki soruyor, sormaz mı? Sonuçta onlar iki yıllık bir birliktelik yaşadı. İster iyi, ister kötü olsun; bunu kimsenin yargılamaya hakkı yok. Bu konuda medyaya çok büyük görev düşüyor. Çünkü siz Deniz'i nasıl yansıtırsanız, halk da bunu alıyor.
BOŞANSAYDI, GÖRÜŞÜRDÜ
* Şu anda ilişkileri ne boyutta?
Şimdi söyleyeceklerimin altının özellikle çizilmesini istiyorum. Ben ilk ziyarete gittiğimde, Hüsnü'ye Deniz'i görmesi için izin çıkarmak istedik. Ancak boşanma davası sürüyordu. Karşı tarafın bunu Hüsnü'nün aleyhine kullanacağı bir pozisyon olduğu için izin verilmedi. Hüsnü boşanmış olsaydı, benimle içeri girip Deniz'i ziyaret edebilirdi. Hüsnü belki girmedi ama aynı gruptaki müzisyen arkadaşları Aytaç Doğan ve İsmail Tunçbilek, Deniz'i görebiliyor. Savcılık Deniz ile Hüsnü'nün iki yıllık bir ilişkisi olduğunu bildiği için sıkıntı oluştu. Biz zaten Taksim Trio ve Niran Ünsal konseri düzenlemek istiyorduk ama olmadı. Ve Deniz, ziyaretine gittiğimizde ilk olarak Hüsnü'yü sordu. "Hüsnü nerede, gelmedi mi?" dedi ve gözleri onu aradı. Gelemediğini öğrendiğinde çok üzüldü ve duygulandı.
*
Deniz Hanım'ın saçlarını kesip, sizin vasıtanızla Hüsnü Şenlendirici'ye gönderdiği söyleniyor. Nasıl oldu bu olay?
Ben Deniz'i ziyarete giderken onun işine yarayacak ne alabilirim diye düşündüm. Günlük tutabileceği ya da şarkı sözleri yazabileceği bir defter ve birkaç tane kalem almamın doğru olacağına karar verdim. Bunların dışında Hüsnü "Deniz'e benden hatıra olması için küpelerimi ve bir fotoğrafımı götürür müsün? Lütfen..." dedi. Ben de büyük bir zevkle müsaade edildiği kadarını götürdüm. Deniz bunun üzerine çok duygulandı ve saçından kopardığı birkaç teli bir sigara kutusunun içine koyarak, Hüsnü'ye vermemi istedi. O da hâlâ Hüsnü'de duruyor...