İnsanoğlunun uzaya yolculuk için rezervasyon yaptırdığı, hür türlü teknolojinin olduğu bir çağda İstanbul yine üç saatlik kara yenik düştü...
Üç gün değil, üç saatlik karla İstanbul'da hayat durdu! İnsanlar saatlerce yürüyerek evlerine ulaştı.
Demek ki İstanbul'a Erzurum'daki gibi kar yağsa; doğal afet ilan edilecek, Türkiye'nin ekonomisi çökecek. Önceki gün yaşananlar bir kez daha İstanbul'un bittiğinin resmidir. İstanbul'a bir değil, üç köprü daha yapsanız, altını tünellerle doldursanız da fayda etmez artık.
Araştırmalara göre bir insan gün içerisinde ortalama beş-altı kez hareket ediyor (kısa ya da uzun, bir yerden bir yere gidiyor). İstanbul'un günlük hareket sayısı ise 23 milyon!
Bu altyapıyla bu nüfus yoğunluğunu, dünyanın en zengin ülkesi bile kaldıramaz.
İSTANBULLULAR EN ŞANSSIZI
Hep yazıyoruz; artık İstanbul'un nüfusunu artıracak tek bir çivi bile çakılmamalı. Vize koymaya da gerek yok. Tokyo, Londra ve New York'ta olduğu gibi İstanbul'da yaşamak daha pahalı olmalı. Tabii İstanbul'da üreterek yaşayanların maaşı da o oranda artmalı!
Lakin tam tersi yapılıyor; İstanbul, Trakya ve Anadolu istikametinde sürekli genişliyor. Devasa siteler yapılıyor, sudan ucuza!
Türkiye'nin en şansız insanları da İstanbul'da yaşıyor aslında. İstanbullu üretimi ve ekonomik gücüyle tüm Türkiye'yi sırtında taşıyor ama en sefil yaşam koşullarını sahip. Yeşil alanı yok, yürüyecek kaldırımı yok, günde 3.5 saatini trafikte geçiriyor, egzoz soluyor... Bir de arada üç saat kar ya da şiddetli yağmur yağdı mı, vahşi yaşam belgeseli formatına geçiyor.
Tıpkı vahşi bir hayvan gibi hayatta kalabilmek, soğuktan donmamak için evine saatlerce yürüyor.