Ahmet Çakmak desem hatırlar mısınız? Peki 'yazar kasa eylemcisi' desem?
Hatırladınız değil mi? 2001 yılında Başbakanlık binasının merdivenlerinde dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in önüne yazar kasa fırlatan Ahmet Çakmak, muazzam hikayesini yıllar sonra TRT Belgesel kanalındaki Ve Sonra'da anlattı.
Ona kimileri 'yabancı mihrakların adamı' demişti, kimileri yarım akıllı bir meczup... Çakmak, her ikisi de olmadığını belgeselde öyle samimi dile getirdi ki... "Eğer dış mihrakların adamı olsam, bir kış boyunca param olmadığı için gardırobumu yakarak mı ısınırdım?" diye sordu.
Annesi ve babasının boşanmasından sonra kendisini tek başına hayat mücadelesinin içinde bulan Çakmak, iyi kötü bir çiçekçi dükkanı açmış ama kriz nedeniyle borçlarını ödeyemez hale gelmişti. Sonunda canına tak etmiş ve yazar kasasını aldığı gibi, Ecevit'in önüne fırlatmıştı.
BİR DEVRİ KAPATTI
Çakmak son derece ilginç bir gerçeği de açıkladı. Meğer kasa fırlatma eylemini planlamadan önce aylarca dünyadaki eylem örneklerini incelemiş. Görmüş ki; çarşamba günü yapılan tüm eylemler başarıya ulaşıyor, ses getiriyor. Bu nedenle çarşamba gününü seçmiş ve yanılmamış. (O eylemle 'bir devir' kapanmış, yenisi açılmıştı, unutmayın.)
Ahmet Çakmak derdini o sırada cezaevinde tutuklu bulunan Recep Tayyip Erdoğan'a mektupla anlatmış ve kısa süre sonra mektubuna son derece içten bir yanıt almıştı.
Ak Parti iktidarı döneminde ise Gümrük ve Ticaret Bakanı, Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, onun başvurusunu geri çevirmemiş, önce evinde ziyaret etmiş, sonra da Ahmet Çakmak'ı iş vermek üzere Başbakanlık binasına çağırmıştı. Eylem sonrası karga tulumba nezarete atılan ve günlerce sorguya tabi tutulan Çakmak, "Bir daha Başbakanlık binasının sokağından bile geçmemeye yeminliydim ama birden kendimi Başbakan Yardımcısı'nın odasında iş görüşmesi yaparken buldum" diye anlatıyordu o günlerdeki şaşkınlığını.
KISSADAN HİSSE
Çakmak, o günden beri bilgi işlem müdürü olarak görev yapıyor. "Bir ev almak benim hayalim bile olamamıştı. Şimdi krediyle de olsa ev sahibi olma umudum var" diyen Çakmak'ın bu müthiş hikayesini belgesel yapmak kimin fikriyse gönülden kutlarım.
Bir de seçim öncesi siyasilere kıssadan hisse: Halkı kazanmak için onun sesine kulak vermek, elini tutmak gerek. Bana göre Ak Parti, 12 yılık iktidarını en çok buna borçlu...
