Geçen haftaya Şahan damgasını vurdu. Memleketi öpücüklere boğdu. Helali hoş olsun gözümüz yok... Bekar insanlar, canları ne istiyorsa onu yaparlar. Onlar özgürlüklerinin tadını çıkarırken de kıskançlıktan içi kaynayan 'halkalı köleler', kendi hayatlarının tatsız tuzsuzluğunun acısını, köpükler saçarak saldırmakla çıkarırlar. Bizler de, milletin ennnn bi özel hayatında gözü olan, çünkü kendi özel hayatları, karanlıkta, sadece yatak odasında, misyonerden öteye geçemeyen ne çok fesat insan varmış, öğrenmiş oluruz. Aaa ne ayıpmış, insan balkonda teknede öpüşür müymüş, sevdiceğiyle cilveleşir miymiş? Oraları kamusal alanmış. Hadi gidin ordan! Kendi evimin balkonunda, bahçesinde nasıl davranacağıma konu-komşu mu karar verecek? Alnını karışlamaya doyamam ben, bunu iddia edenlerin.
BAŞINIZI ÇEVİRİN O ZAMAN!
İnsanın evi mabedi. O evin sınırlarına neresi dahilse üstelik: Balkon, teras, bahçe, havuz başı vs... Kamusal alan falan değil, bildiğin 'kutsal alan' bu saydıklarım! Canım ister her köşesinde, günün her saatini gönlümce 'değerlendiririm', canım ister çıplak gezerim, perde açık mı kapalı mı diye düşünmem bile... Rahatsız olan komşu varsa kafasını çevirsin. Yok eğer ısrarla dikizliyorsa da, bu onun ayıbıdır benim değil! Haa peki ünlüysem, şöhret için, daha çok tanınmak için işime geldiğinde gazetecilere boy boy fotoğraflar çektirip, iki satır haberim çıksın diye bin takla atmayı biliyorsam, o zaman artık şeffaf bir fanusun içinde yaşadığımı da kabulleneceğim. Evde, teknede, her yerde, bir ünlü bir ünsüzü öpüyorsa haber, bir ünlü bir başka ünlüye dalıyorsa bu manşet haberdir. Bu konuda atalarımızın söylediği ve içinde koca gözlü zavallı eşekciklerin malzeme edildiği tiksinç bir atasözü vardır ama biz edebimizi bozmayalım ve 'gülü seven dikenine katlanır' deyip yazıyı tamamlayalım.