İyi ki kendime 'ilişki uzmanı' diye bir titr uydurup kendimi televizyonlara atmamışım.
Yoksa memlekette evli insan kalmazdı!
Bu konular açıldığında, acı gerçekleri saklayamama gibi bir hal içinde oluyorum çünkü.
Az önce, insanların arayıp sıkıntılarını paylaştıkları ve akıl danıştıkları bir programa bir kadın izleyici bağlanıp kocasının cep telefonunda mesaj gördüğünü söyledi.
benim yorumum farklı olur
Kocası ona yıllardır sadece 'Canım' diye hitap edermiş ama telefon mesajında bir kadına 'Sultanım' demiş. "Sadece iş arkadaşıyız, düşündüğün gibi değil" şeklinde bir açıklama yapmış adam.
Bu arada kadının bir şikayeti de; kocasının gün boyu, iş yerinden arkadaşları ya da kız arkadaşlarıyla dışarı çıktığında kendisini merak edip bir kere bile aramaması...
Şimdi bu kişi, tüm bunları bana anlatsaydı yorumum direkt şu olurdu:
"Ablacığım sizin bu iş bitmiş. Patlak tekerlekle yola devam edip daha çok yıpranmak istiyorsan sen bilirsin ama bana kalırsa sen bir an önce bu adamı boşa.
Seni hiç aramamasının tek sebebi var; adamın umrunda bile değilsin! İnsan sevdiğini merak eder. Kocan artık seni sevmiyor ve bu evlilikten de çok sıkılmış ama sana söyleyemiyor. Söyleyemediği için de iş yerinde kendine sultanlı multanlı küçük heyecanlar yaratıyor. Merak etme o kadınla daha yatmamış, sadece flört aşamasındalar ama niyeti her an bozabilirler, haberin olsun..."
Fakat ekrandaki uzmanlar böyle diyemedi tabii... Şunları söylediler:
"Kocanızın sizi arayıp sormama nedeni, sizi sıkıp bunaltmak istememesidir. Size olan saygısından yani... Diğer meseleye gelince; ne olmuş canım insan iş arkadaşına 'Sultanım' diyebilir. O mesajlar gece yarısı da atılabilir. Olayı büyütmeyin, sıkıntı yok, rahat olun..."
He canım he! Sevgi, barış, hoşgörü, ışık, evren... Uydurup uydurup yazın o kitapları, yapın bu programları, yanıltın saftirik insanları...
'Dost acı söyler' sözünü çöpe atın. Haydi el ele tutuşup hep beraber:
Ommmm!!!