Ben de yeni fark ettim... Tamamı İngilizce, hiç Türkçe bir bölüm yok. "Ne var bunda? İngilizce olmasını niye dert ettin?" diyenleriniz varsa eğer; Mahsun Kırmızıgül'ün başka resmi internet sitesi olmadığını hatırlatmak isterim. Yani Mahsun kardeş, Türkiye'deki hayranlarını unutmuş! Belki de "Beni zaten Türkiye'de tanıyorlar. Önemli olan yabancıların tanıması" diye düşünmüş olabilir. Bu düşünce de sitedeki özgeçmişte kendini açıkça belli ediyor zaten... Özgeçmişin asıl ilginç kısmı ise Mahsun'un satır aralarında verdiği mesajlar...
'GÜNEŞİ GÖRDÜM' GİBİ
Özgeçmişin daha ilk satırında Mahsun, hayatının 'Güneşi Gördüm'deki öyküden pek farklı olmadığını, doğudan İstanbul'a göç ettiğini belirtiyor. Yani Mahsun; 'Kürt kimliğini' asla inkar etmediğini vurguluyor. Arabesk ve fantezi sularda yüzen müzik kariyerinden ise kısaca bahsediyor. Sekiz yılda albümlerinin 16 milyon adet sattığını, altı kıtada binlerce konser verdiğini ve sadece Türkiye'de değil Ortadoğu ve Balkanlar'da da adını duyurduğundan söz ediyor. 16 milyon müthiş rakam! Mahsun, eski albüm kapaklarını koyup karizmayı çizdirmek istememiş olsa gerek; sitedeki albümler bölümünde hiçbir albümün kapağı yok. Zekice bir hamle! Bazılarının kapağını koysa, alacağı eleştirileri biliyor. Gelelim özgeçmişteki en önemli bölüme... Mahsun, müzikte zirveye ulaştığı, ekonomik anlamda büyük kazançlar sağladığı bir dönemde aniden ülkesinde göz ardı edilen problemlere kafa yorma kararı aldığını, düşüncelerini dile getirebilmek için de film çekmeye başladığını belirtiyor. Bu radikal kararını alırken de bir anlamda şöhretin getirdiği rahat hayatı ikinci plana attığını belirtmeyi de ihmal etmiyor. Sinemayı tercih ederek 'zor yolu seçtiğinden' ama daha ilk filmi 'Beyaz Melek'te 2007'nin en çok izlenen filmine imza attığından gururla bahsediyor. Ki, haklı... Daha ilk filmde 'en çok izlenen' olmak büyük bir başarı...
YILMAZ GÜNEY'İN İZİNDE...
Neredeyse katılan her filme ödül verilen '41. Houston Film Festivali'nde 'En İyi Yönetmen' ve 'En İyi Film' ödülleri aldığının altını çizerek eleştirmenlerden de tam not aldığını haykırıyor. Mahsun; 'Güneşi Gördüm' filmiyle ilgili olarak da 'Kürt Problemi'ne dair düşüncelerini ve çözüm önerilerini perdeye taşıdığını ve 25 yıllık kangren olmuş bir yaraya parmak bastığını belirtiyor. Gelelim benim bu özgeçmişten çıkardığım ana fikre: Mahsun artık kariyerini tamamen bir sinema adamı olarak sürdürmek istiyor ve artık çektiği filmlerle anılmak istiyor. Kürt kimliğini özellikle ön plana çıkarıyor ve Kürt sorununa dair daha söyleyecek çok şey olduğunun sinyallerini veriyor. Kısacası ben bu özgeçmişte, Yılmaz Güney'in izinde gitmek isteyen bir sinema adamı gördüm.
