Medeni ex-çift olmak da neymiş görmek istiyorsanız, Cem Yılmaz- Ahu Yağtu çiftine bakın. Onların, boşanmak üzere olan çocuklu çiftlere örnek olduğu aşikar. 'Bizim zamanımızda böyle miydi!' der gibisiniz. Özellikle benim bildiğim birçok genç, anne ve babasının arasındaki soğuk savaşla büyüdü. Ha faydalarını da gördüler o ayrı ama psikolojileri ne denli yıprandı iyi bilirim; tecrübeyle sabit sevgili okurum. Travmatik bir çoğu ne yazık ki... Cem Yılmaz ve Ahu Yağtu'nun beraber takılıyor olması, oğulları Kemal'e çok iyi geliyordur, ayrıldıklarını anlamıyordur bile, ruhu duymuyordur. Gelelim boşanmış çiftlerde yaşanan traji komik durumlara... Okuyunca 'Ah aynısını biz de yaşadık' diyeceksiniz...
1- Boşanma sonrası çocuk için beraber tatile çıkmak mı; imkansız! Ayrılan çift birbirinin yüzünü bile görmek istemez, hatta anne evinde baba tarafı, baba evinde anne tarafı bol bol kötülenirdi. O çocuğun aklı fikri yıkanırdı.
2- Oldu da babanın yeni sevgilisi oldu; ah o anne, çocuğu en başından tembihlerdi 'Sakın o kadına yüz verme, seni öpmeye kalkarsa yanaştırma, unutma ben senin annenim, senin cici annen falan yok!' Bunun bir benzeri de baba tarafında yaşanırdı tabii.
3- Ah o çocuğun, bir de eski eşin masrafları yok mu, fena. Özellikle baba, eski eşe ve çocuğun ihtiyaçlarına para yetiştirmek için kendini paralardı. Bir kez nafaka yatmasın, baba zora düşmesin; çocuğun yüzü gösterilmezdi. Bir de üstüne 'Babalık görevini yapmıyorsun, bu hafta sana çocuğu görmek yasak' denilirdi.
4- Duruma bir de çocuk tarafından bakalım. Eğer akıllı bir çocuksanız, anne-baba ayrılığını kendi avantajınıza çevirebilirdiniz. Baktınız o soğuk savaş bitmiyor, hırs geçmiyor, annenizin hayır dediğine, babadan izin koparır, babanızın almam dediğini, annenize aldırırdınız.Ne acımasız, ne garip bir oyun bu değil mi? İşte o yüzden diyorum siz Cem ile Ahu'yu örnek alın. O soğuk savaşı yaşamayın...
