İsmail Cem Televizyon Ödülleri'nde kafaları karıştıran birçok yanlış uygulamanın yapıldığına ben de katılıyorum... Volkan Konak'ın müzik programıyla, 'Çok Güzel Hareketler Bunlar'ın aynı kategoride yarışması ya da 'En İyi Sunucu' ödülünün olmaması gibi... Ancak asıl tartışma Mehmet Aslantuğ'un isyanı ve 'Ezel'in dokuz dalda birden ödül kazanması üzerine dönüyor ve bu noktada benim de bazı itirazlarım var. Özellikle de Aslantuğ'a... Son bir haftadır her yerde Aslantuğ'un açıklamalarını okuyorum. Aslantuğ, "Beni tanıyan herkes bilir ki, mesleki ve kişisel tatmin duyguları acıkmış biri değilimdir" diyor ama hikaye!
BAŞARISI DOKUNMUŞ
'Ezel'in başarısı bariz bir şekilde Aslantuğ'a dokunmuş... 'Ezel'in internette tıklanma rekoru kıran Beyoğlu'ndaki ünlü öpüşme sahnesinin 'Yılın Unutulmaz Dizi Sahnesi' seçilmesine bile takmış Aslantuğ... Gerisini siz düşünün. Diyor ki; "Hanımın Çiftliği gibi, kendi döneminin toplumsal ve politik yaşamına da ışık tutan, televizyon dramaları arasında farklı bir imzanın, yazarının çerçevelediği atmosfer ve dönem titizlikle yaratılarak; inanılmaz bir emek ve maliyetle ortaya çıkmış bir çalışmanın; kostüm, dekor, makyaj ödülleriyle geçiştirilmesini iyi niyetli bulmuyorum!" Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, 'Hanımın Çiftliği' mi 'Ezel' mi? Hangi dizi sezona damgasını vurdu? Hangi dizi senaryosu ve oyunculuğuyla göklere çıkarıldı? Evet, 'Hanımın Çiftliği', Türk dizi sektörünün standartları göz önüne alındığında, eli yüzü düzgün bir yapım ama 'Ezel' gibi bir fenomenle karşılaştırmak büyük hata. 'Ezel', ortalama Türk izleyicisini klasik dizi anlatımından kurtardı, 'Lost'taki havayı yakalamalarına yardımcı oldu daha ne olsun! 'Hanımın Çiftliği'ni abartanlara soruyorum: TRT'de yayınlanan dizideki sahnelerin aynısı kullanılmadı mı? (Aynı romandan uyarlansa bile senaryo yazarlarının bariz bir şekilde TRT'deki diziye öykündüklerini söylüyorum...) Ya o 'Pretty Woman' esintilerine ne demeli? Ayrıca Aslantuğ, dizinin orijinal esere sadık kaldığını düşünüyor mu çok merak ediyorum.
BARİZ KENDİNİ OYNADI
Dizide romandaki gaddar Muzaffer Bey'den eser yoktu. Aslantuğ, Muzaffer Bey'i değil bariz kendini oynadı. Diziyi uzatmak adına bir aydır "Muzaffer'i kim öldürdü?" sorusunun suyunun çıkarılmasına, şiddetin yüceltilmesine ise hiç girmiyorum. Hepsini geçtim, Aslantuğ'un bir daha ödül törenlerine katılmayacağını açıklamasına ne demeli? Hiç yakışıyor mu Aslantuğ gibi usta bir oyuncuya. Açıkçası ben çıkan haberlerden şöyle bir hava hissetim; birileri 'Hanımın Çiftliği' ekibine "Ödüllerin çoğunu siz kazanacaksınız" dedi, sonra da büyük hüsran yaşadılar... Dizinin yapımcısının açıklamaları da "Biz böyle olacağını bilseydik gelmezdik" tadında. Ya Aslantuğ'un şike yapıldığını ima eden "Organik bağları açıklayın" sözüne ne demeli? Bu büyük bir itham! Eğer böyle bir durumun olmadığı ortaya çıkarsa Aslantuğ ne yapacak, ne diyecek?
