Sevgilisiyle beraber yaşama kararı alan bir kız arkadaşımın doğru yapıp yapmadığını tartışıyoruz.
Ben bu konudaki fikrimi ona söyledim; size de bildireyim.
Efendim tecrübe ve gözlemlerle sabittir ki; beraber yaşama kararı alınan dönem, aslında sevgililerin ilişkide 'ayrılma sürecine' girdikleri dönemdir! İnsanın sevgilisiyle 'evlenmeden' bir evin içinde yaşamaya başlamasını, 'sonun başlangıcı' olarak görüyorum ben.
Ama özellikle de belirtmek istiyorum; amaç evlenmekse!
SONRA FLÖRT EDİN
Gördün, beğendin, elektrik neyin aldın, aşık oldun, sevdin, hoşlandın artık her neyse; hoop apar topar evleneceksin!
Flört dönemini, evliliğine saklayacaksın.
Karı-koca olmuş ama hâlâ 'kırıştıran' insanların sırrı bu bence.
İşin tadını kaçırmadan tez zamanda evlenmek.
Yoksa diğer türlü uzun bir flört dönemi, sonra aynı evin içinde beraber yaşamak, özellikle kadının toplumdan onay görecek bir ilişki statüsünde olmamasının verdiği gerginlik, sorunlar, kavgalar, bir ayrılıp bir barışmalar falan filan derken, aslında boşanma zamanı gelmişken 'Eh hadi evlenelim bari' deyip beraberliği resmileştirmek; bir işe yaramıyor inanın.
Bir kere insanın beraber olduğu kişiye olan heyecanını, aşkını, tutkusunu, ilgisini tetikleyen, ateşi her daim canlı tutan en önemli unsurlardan biri; merak duygusu!
Eh senin o insan hakkında artık merak edecek hiçbir şeyin kalmadıysa, sabah nasıl kalktığını, uyurken nasıl göründüğünü, sofrasını, iyi gününü, suratsız anını, neşesini, hüznünü, kısacası 24 saatini biliyorsan; hayatıyla içli dışlı, kendisiyle de iyice yüz göz olduysan, artık merak duygun kalmıyor. İşte o noktada bitişler ve gidişler başlıyor.
İKİNCİLER
Keyifli ' Peki, evlenince tüm bunlar olmayacak mı sanki?' diye soracak olursanız, ee zaten bu anlattığım evliliğin ta kendisi!
Ama işte ikinci kez yazıyorum; 'amaç evlilikse', bari bu dediklerimi sevgililikte değil de resmi beraberlikte yaşayın ki, hiç olmazsa evlilik yıldönümünüzü görün.
Hele ilk izdivacınız olacaksa. İkinci, üçüncü turları atanlar; zaten artık kazanılmış tecrübelerle aynı tuzaklara bir kez daha düşmüyorlar.
Zaten istatistikler de ikinci evliliklerin çok daha uzun süreli olduğunu gösteriyor.
Ve eminim daha keyiflidir.
Tabii gerekli dersler alındıysa...
Yani bu yazı evlilik kurumuna çamur atma yazısı değildir.
Yanlış anlaşılmasın.
Sadece çok iyi bildiğim ama uygulamada hep çuvalladığım bir mevzuda boy boyladım, soy soyladım; o kadar!
