Hepinize iyi haftalar, benim yine acelem var.
10 dakikada konuyu topladım topladım yoksa telefon çalmaya başlar. "Hadi Ayşe, geç kalıyoruz!" İyi de yazı bu, mobilya yetiştirmiyorum ki!
Zaten son günlerde kafayı sıyırdım düşünüyorum; Bir Steve Jobs olamayacaksan neden tepiniyorsun?
Neden çalışıp duruyorsun?
Biliyorum saçma bir düşünce.
Hatta saçmalığın daniskası.
O zaman dünyadaki herkes işi gücü bıraksın. Ama zaman zaman ağrına gidiyor insanın bir halta yaramamak.
AJDA KOPYASI KADINLAR
Ya tamam şimdi çıkıp "Hepimiz bir şeye yarıyoruz, bir kişinin bile dünyasını değiştirsek ona mutluluk, neşe, ışık versek kârdır" diyeceksiniz.
Ben de derdimi, tatminsizliğimi, can sıkıntımı anlatamayacağım, tarif ederken kelimelerde boğulacağım.
Sonra anlatamadığım için iyice çıldıracağım.
Neyse...
Başka konuya geçiyorum.
Kendi kavgamı kendimde bırakıyorum.
Güneşten bıktım artık yağmurlu havayı seviyorum!
Neyse...
Karşımda Filiz Akın'ın fotoğrafı bakıyorum 10-15 dakikadır.
Geçen sabah da televizyonda izledim kendisini.
Hayran hayran.
Ne kadar güzelsin Filiz Akın.
Acaba biz de büyüyünce bir Filiz Akın olabilir miyiz?
Hiç istemiyorum o gergin, Ajda Pekkan kopyası kadınlara benzemeyi.
Ne yalan söyleyeyim aynı zamanda korkuyorum da yaşlılıktan. Özellikle de yaşlanmayı becerememekten.
Hani 60'ına gelmiş tuhaf kadınlar var ya. Hani ne genç kızlar, ne olgun kadın. Arada sıkışmışlar var ya...
Bakıyorlar gergin gergin, büzüyorlar dudaklarını dünyadan bihaber, yatıyorlar ameliyat masalarına, basıyorlar botoksu...
SEKSİ DEĞİLSİNİZ!
Güzellik, gençlik uğruna varlıklarını, yaşanmışlıklarını yerle bir ediyorlar.
Kendilerinden başka ne varsa uzaklaşıyorlar.
Şaşkın şaşkın dolaşıyorlar.
Hiçbir şeyin farkında değiller.
Tamam, 36 bedenler.
Tamam, 25'lik kızların kıyafetlerini, jean'lerini giyiyorlar.
Tamam, her gören "Genç kız gibisin şekerim, yirmi yaşındasın valla yirmiii" iltifatını patlatıyor.
Tamam, bir acayipler ama...
Güzel değiller ki.
Ve kimse çıkıp onlara güzel ve seksi olmadıklarını söyleyemiyor.
Ya da gün geçtikçe parodiye dönüştüklerini.
Ya da bir Ajda Pekkan olamayacaklarını.
Ajda tek! Ajda kendine has! Ajda'nın olayı bu, davası bu be abla, anlasana!
Bir daha bakıyorum Filiz Akın'ın fotoğrafına.
Tam da hayalimdeki gibi. Tam da olmak istediğim ama cesaret edemediğim gibi.
Tam da günü gelince çerçevelere koymak istediğim ben gibi.
MADONNA YAŞLANMIŞ
Zarif, asil, şık, özentisiz, yaşıyla barışık ama çok güzel, en güzel.
Konuşması, özenle seçtiği kelimeleri, gülümsemesi...
Adeta günümüzün zorlama 'Kadın' imajına "Dur" diyor Filiz Akın.
36 beden değilmiş kime ne?
Zaten 18'lik değilsen 36 bedenden sana ne?
Madonna bile yaşlandı. Bir yerlerde fotoğrafını gördüm.
Kızıyla yolda yürüyordu. Yaşlanmıştı işte. Eski Madonna değildi.
Belki çok haince ama içime sular serpildi. Sevindim. "Ohh" çektim.
Madonna bile onca spora, bakıma, insanüstü beslenmelere rağmen yaşlanabiliyor işte.
Üzerimden bir kamyon dolusu yük kalktı sanki.
Eee? Ee'si kızlar şu; Ajda Pekkan'la, Madonna'yla, Victoria's Secret mankenleriyle falan saçma yarışlara gireceğimize, nasıl Filiz Akın olabileceğimizi düşünelim bence.
Ve kendimizi nasıl sevebileceğimizi...
En zoru da o. Bütün mesele de o zaten.
