Vakıfbank reklamındaki kahraman baba Şamil Şener'i yazmıştım geçen hafta.
Hayvanlarını satıp yaşadığı mezrada, çocuklar için okul yaptıran Şamil Şener'i... "Ben bunu yapacağım" diyerek tek başına bu işe soyunan ve mezradaki 12 çocuğun kaderini değiştiren Şamil Şener, Vakıfbank'ın 'Halden Anlayanlar' kampanyasının reklam yüzü oldu.
Tabii bu işin bir de perde arkası vardı; sizlerden "O reklam için Vakıfbank kaç lira ödedi?" diye sorular geldi.
Kahraman baba, "Ben para falan istemiyorum. Benim bu çabamı memleket duysun yeter" demiş.
Ve para da almamış. (Benim için niye anlamlı biliyor musunuz? Bizim millet havayı sever. Hatırlayın; Van depremi için yapılan yardım kampanyalarında televizyondaki yayınlara bağlanıp bağış yapanlar sonradan nasıl da yok olmuşlardı!) Ama Vakıfbank, elini taşın altına koymuş.
Banka; altyapı sorunlarının çözümü, okul ve çevresinin yaşam alanlarındaki fiziki eksikliklerin giderilmesi, öğretmen lojmanının iyileştirilmesi, çocukların eğitim- öğretimine katkı yapacak her türlü malzeme ve giysi benzeri ihtiyaçlarının karşılanması gibi sorunlarla ilgileniyor.
GERİ DÖNÜŞÜ OLACAKTIR
Bu gibi konularda çalışmalar yapılmış ve yapılıyor. (Olumsuz hava koşulları nedeniyle kimi işler şimdilik yapılamıyor.) Ve bölgenin coğrafi şartlarından dolayı mezra ile köy ve Varto arasındaki ulaşımı sağlayacak bir araç da mezraya armağan edilmiş. (Kahraman baba çocukları traktörle okula götürüp getiriyordu.) Yetmez mi...
Hepsi bir yana... Ne yardım yapılmış olursa olsun, nasıl bir para harcanmış olursa olsun; hikayenin umudunda bir değişiklik var mı? Yok...
Şener bu reklamdan para da isteyebilirdi.
Alırdı da. Ama istememiş.
Ben onun açtığı bu yolun, apaydınlık bir yol olduğuna gönülden inanıyorum.
Bunun mutlaka geri dönüşü olacak, o çocuklardan biri, birkaçı ya da hepsi bu adımla hayatlarını değiştirecek.
Üç-beş yıl sonra onların başarı hikayelerini inşallah okuruz, duyarız.
Bu arada Vakıbank'ın 'Halden Anlayanlar' kampanyasında emeği geçenlere ve Kurumsal İletişim Baş
