Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK); 2014 yılında 'O Ses Çocuklar' yarışmasının formatına bile itiraz ederek büyük bir ceza kesmiş ve yarışma yayından kalkmak zorunda kalmıştı. RTÜK; 2014'de bu yarışma için 'Çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimine zarar veren programları yayınlamayın' deyip tarihinde ilk kez bir programa bölüm başına değil, formatı nedeniyle 150 bin lira ceza kesmişti.
Bu yarışma iki yıl aradan sonra tekrar ekrana gelince ben de 1 Nisan 2016 tarihli yazımda 'Şimdi ne değişti de aynı yarışma tekrar ekrana geliyor?' diye çok basit bir soru yöneltmiştim. Ve yazıma şöyle devam etmiştim: 'Bu yarışmada çocuklar yine allanıp pullanacak ve birer popstar edasıyla ekrana çıkartılacaklar.
Aileler sanki çocukları için hayati bir meseleymiş gibi sonucun açıklanmasını bekleyecekler. Peki, ne için? Reyting için! Eğer RTÜK, bu ülkenin çocuklarına değer veriyorsa, bu yarışmanın ekrana gelmesine izin vermesin. Çocuklar sömürülmesin!'
CEZA NORMAL
Aradan bir ay 10 gün geçti ve RTÜK; 'O Ses Çocuklar' isimli program nedeniyle çocukların ses ve ruh hallerinin bozulabileceğini, bunun da çocuk istismarı anlamına geldiğini savunarak kanala 175 bin lira para cezası verdi. RTÜK'ün söz konusu yarışma için yayınladığı raporda şu ifadelere de yer verildi: 'Alo RTÜK Şikayet Hattı'na çok sayıda 'Para kazanma ve reyting uğruna çocuklar istismar ediliyor' şikayetleri geldi. Programın hem yayın yoluyla çocukların istismarına sebebiyet verdiği, hem de çocukların ve gençlerin gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebileceği belirlendi.' Daha ilk bölümden önce benim uyarmama rağmen TV8, RTÜK'ten ceza alacağını tahmin etmiyor muydu? Formatta birkaç değişiklik yapıp belki bu kez hoş görürler deyip şanslarını mı denediler? Peki, RTÜK daha önce çocuklar için sakıncalı görüp ceza kestiği programa aynı cezayı kesmek için neden 1.5 ay bekledi? Elbette RTÜK'ün de kendi çapında bir bürokratik hantallığı var.
Şikayet gelecek, uzmanlar izleyecek, rapor hazırlanacak, tartışılacak... Gelelim asıl soruya...
TV8, 'RTÜK cezayı kesene kadar ne kadar çok bölüm yayınlarsak o kadar bizim karımıza' diye mi hareket etti?
