Okan Bayülgen'in kofti anarşist olduğunu, magazin medyasını acımasızca eleştirirken programlarına hep magazin figürlerini konuk ettiğini ve ekranda marjinal takılırken aslında 'celebrity' dünyasının tam ortasında yaşadığını; daha önce de yazmıştım. Hatta Ajdar'ın bile Okan Bayülgen'den daha samimi olduğunu savunmuştum. Ben yazmaktan bıktım ama o bana yazı konusu olacak güzel ortalar çıkarmaya devam ediyor. İşte Okan Bayülgen'in yaşadığı çelişkiye dair son örnek: Sabah kuşağı programlarını, reality show'ları, eğlencelik yarışmaları kıyasıya eleştiren Okan Bayülgen, 'Çarkıfelek'e konuk olmuş... Belli ki arkadaşı Mehmet Ali Erbil'in ilk program için ricasını kıramamış. Belki de Erbil'i programına konuk ettiği için iade-i ziyarette bulundu. Evet, bunlar şov dünyasına dair bildik paslaşmalar. Biz gazeteciler bu tür paslaşmalara alışkınız, hatta doğal karşılıyoruz. Ancak söz konusu isim Okan Bayülgen olunca iş değişiyor. Okan'ı gecenin bir saati "Consume, obey, die... F.ck the system" nidaları eşliğinde izleyen gençler, daha sonra onun 'Çarkıfelek'te konuk olduğunu görünce dumura uğruyor. Aslında kendisi de rahatsızdı 'Çarkıfelek'e konuk olmaktan. Seda Sayan, Gülben Ergen 'eller havaya' modunda şarkılar söylerken "Benim burada ne işim var" der gibi bakıyordu. Klasik bir final olacak ama atalarımız boşuna "Lafla peynir gemisi yürümez" dememiş. 
