Çok aptal ama başarılı.
Çok itici ama başarılı.
Çok avam ama başarılı.
Çok kevaşe ama başarılı.
Ben artık bu saçma sapan başarı tanımlamalarından çok ama çok sıkıldım.
Beğeni düzeyi inmiş magma tabakasına.
Yeter ki izlen, yeter ki okun, yeter ki dinlen...
Bunu nasıl, neyinle ve nerenle yaptığın hiç önemli değil!
Takdir mercileri farklı artık.
Ne kadar pespaye, avam, aptal, kıçı başı oynayansan, o kadar çok takipçin var ve bu ciddi ciddi başarı sayılıyor.
"Ayyy o reklam mı, evet çok iğrenççç, çok iticiie ama bence çok başarılııaa, herkes onu konuşuyooooo."
REYTİNG LEŞ BİR CANAVAR
"Evet çok aptal, çok boş, çok tın tın ama çok okunuyoo, çok başarılııı..."
"Adam tam bi soytarı, kendini Türkiye'nin fenomeni ilan etti.
Allah'ın salağı ama herkes seyrediyooo, çok başarılııı..."
"Benim onun gibi sesim olsa, bırak şarkı söylemeyi, konuşmaya tövbe ederim. Ama işte şaklabanlık yapıp kedinden söz ettiriyo, çok başarılııı.."
Hay ben sizin başarı anlayışınıza yaa!
Ağzından salyalar akıtan, leş bir canavar şu reyting...
Şimdi geçsem herhangi bir bankanın güvenlik kamerasının önüne, açsam bi tarafımı, kaş göz çizsem, böyle bir takım şaklabanlıklar, soytarılıklar falan... Ertesi gün de bu kayıtlar nette, TV'de dönse dursa...
Yemin ederim bu performansım da "Ay çok başarılııııaaa" sayılır.
Başarıyla ucubelere ister istemez gösterilen ilgi fazlasıyla karıştırılıyor çünkü artık.
Televizyon dünyasının çok içinden bir arkadaşımla geçenlerde sabaha kadar bu yeni başarı kriterlerini(!) tartıştık.
SEVİMSİZLERİN HEYKELLERİ
Söyledikleri ve iddia ettikleri karşısında, az daha saçımı başımı yolacaktım.
Çok izleniyor deyin, çok dinleniyor deyin, çok okunuyor deyin, çok gülünüyor, çok kızılıyor deyin ama ne olur şu insanlar için "Bu yüzden çok başarılı" demeyin. Gözünüzü seveyim, şu ayıbı yapmayın.
Çünkü bu mantıkla memleketin dört bir yanına Banu Alkan'ın, Ajdar'ın, Nihat Doğan'ın, 118'ci sevimsizin falan heykellerini serpiştirmemiz lazım.