Çok yakışıklıymış, çok zarifmiş. Çok akıllı, çok iyi eğitimliymiş. Zorlukların karşısında hiç yılmamış, hep zorun ardından koşmuş. İdealistmiş. Gözü karaymış. Ve o gözünü budaktan sakınmazmış, çok cesurmuş. Dediği dedikmiş ayrıca, yolundan asla dönmezmiş. Siyaseti de bilirmiş, savaşmayı da, dansı da, modayı da... Rakı sofrasının kafa bulmak için değil, muhabbete kapı açmak için kurulduğunu bilenlerdenmiş.
ÇOCUK GİBİ SALLANIRMIŞ
'Muhabbet' en sevdiğim kelime... Az insan anlamıştır bu dediğimi... O da bilirmiş işte. Savaşın, mücadelenin sertliği varmış kaşlarında ama yeri gelir çocuk gibi de sallanırmış bir salıncakta... Gülmeyi özlermiş belki de şöyle kana kana... İzin yokmuş, vakit o vakit değilmiş. Mükemmel bir hatip olduğu kadar dinlemeyi de en iyi o bilirmiş. Can kulağıyla. Sanki bilirmiş gibi azmış zamanı ama çok işler sığdırmış... Her güçlüğü, her düşmanı yenmiş. Biri hariç. Hayattaki tek başarısızlığı oymuş belki de... Yalnızlık belasını bir türlü alt edememiş. Denemiş ama olmamış. Yanarım yanarım, Gazi aklıma her düştüğünde bir tek buna yanarım. Rahmet üzerine olsun Deniz gözlü adam.