Oscar törenleri öncesinde canlı yayında adayların kıyafetlerini, sonrasında da konuşma performanslarını irdelemek bir ritüeldir.
Ertesi günün konusu da; ödül törenini sunan kişinin performansıdır.
Bu sene sunucu Seth Mac- Farlene'nin nasıl bir performans sergileyeceği zaten merakla bekleniyordu. Kişisel olarak da Hollywood kulislerinde pek sevilmeyen bir figür olduğundan, salonla iletişimi bir türlü kuramadı.
Oscar sunuculuğu dendiği zaman, bence zirve yapmış dört performans vardır:
Billy Cristal: Oscar törenini dokuz kez sunmuş gerçek bir ev sahibi. Hem ekran başındakileri, hem salondakileri nasıl avucunun içine alacağını çok iyi biliyordu. Zirvesi; 1992 yılındaki törene yüzünde Hannibal Lecter maskesiyle çıkıp seyirciler arasındaki Anthony Hopkins'in yanına giderek onu akşam yemeğine davet etmesiydi.
EN SICAK İLİŞKİ
Johnny Carson: 80'li yıllarda beş sene boyunca töreni sunan muhabbet üstadının, tarihte seyirciyle en sıcak ilişkiyi yakalayan isim olduğu konusunda herkes hemfikir.
Steve Martin-Alec Baldwin: Steve Martin, ödülleri üç kez sunmasına rağmen; akıllarda kalan performansını 2010 yılında Alec Baldwin'le sergiledi. Açılış konuşmasında adayları tanıtırken, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü alacak Christoph Waltz'a dönüp "Filmde Yahudi avcısı Nazi bir subayı canlandırıyordun. Bak bütün salon senin!" demesi, salonu kahkahaya boğmuştu.
Whoopi Goldberg: Sunuculuk performansından bahsedip; Whoopi Goldberg'in salona tavandan sarkıp girdiği 2002 yılını unutmak olmaz.
LEWIS'IN ÖDÜLÜ
Törene ilişkin, elbette çok şey yazılıp çizilecek ama tartışılmayacak tek şey; Seth MacFarlene'nin bu performansıyla adını kötüler hanesine ebediyen yazdırdığı. 'Family Guy' adamının esprilerinin de, sunuşunun da seksist olduğunu düşünenler çoğunlukta.
Bu geceden aklımızda kalacak bir şey varsa; o da, Daniel Day-Lewis'in üçüncü kez En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alıp tarihe geçmiş olmasıydı.
Bu da bize fazlasıyla yeter.
