MERHABA GÜNAYDIN...
Küçüklüğümden beri hep büyük hedeflerim ve hayallerim oldu. Tabii bunları başarmak için de çok çalışmam ve kariyerimde hep tuğla üstüne tuğla koymam gerekti. Kendime sürekli bir şeyler katma çabamın sonucu olarak da Allah bana hep gurur duyacağım kapılar açtı. Türkiye'nin en önemli gazetelerinden birinde kendi köşemin olması da hayatımın onur verici olaylarından biri. Yepyeni bir heyecanla bundan böyle sizlerle her hafta Sabah Günaydın'da buluşacağım. Aralarında Mert Vidinli, Pelin Kaya gibi arkadaşlarımın da olduğu, mutfağında deneyimli isimlerin çalıştığı harika bir ekibin parçası olduğum için çok mutluyum. Bu fırsatı bana verdiği için Şengül Balıksırtı'na çok teşekkür ederim...
*
Kendi kendime 'Bu yılın düğünü hangisi olmalı?' diye düşünürken yazımın konusunu da bulmuş oldum. Yıllardır hepimizin gözünde evli gibi olan Angelina Jolie ve Brad Pitt'in düğünü mü olmalı diye düşündüm önce. Ama dokuz yıl ve altı çocuktan sonra yapılan bu gizli düğün yerine daha yeni yeni tanıdığımız bir gelinle, yıllardır erkeklik sembolü ve günümüz kadınlarının prensi olarak kabul edilen bir damadın düğününü 'yılın düğünü' olarak adlandırmaya karar verdim. Böylece benim için düğünün en göz alıcı detayından da bahsedebilirim.
Senelerdir müzmin bekar olarak dillerden düşmeyen George Clooney'nin, insan hakları konusunda uzman bir hukukçu olan Beyrut doğumlu sevgilisi Amal Alamuddin ile evlilik kararı alması ile dünya magazin medyası da çalkalanmaya başladı. Oxford mezunu olan 36 yaşındaki esmer güzeli, kariyer sahibi bu kadının Clooney'yi nikah masasına oturtması açıkçası çok da kimseyi şaşırtmadı. Öte yandan bu çekici kadının giyim zevki, kendisini popüler kültürün yeni moda ikonlarından birisi yapmaya şimdiden yetti de arttı bile.
Stella McCartney'den Karl Lagerfeld'e tüm ünlü modacıların birbirinden ilgi çekici tasarımlarını taşıyan Alamuddin'in, elle işlenmiş inci ve imitasyon elmaslarla süslü Oscar de la Renta gelinliği günlerce konuşuldu.
Benim dikkatimi en çok çeken kıyafeti ise, Türkiye sınırları içerisinde çok da tanınmadığını düşündüğüm bir tasarımcıdan; Giambattista Valli'den giydiği pembe makrame, çiçek desenli elbisesi oldu. 'Bayan Clooney' olarak ilk defa medya önüne çıktığı kıyafetin zarafeti bende, ünlü Romalı tasarımcı Valli hakkında yazma isteği doğurdu.
YARATICI VE ROMANTİK
2013 yılında kendisi adına yazılmış bir kitapta; Jacqueline Kennedy'nin kız kardeşi Lee Radziwill, John Galliano, Pamela Golbin gibi moda dünyasının en tanınmış simaları tarafından, günümüzün en yaratıcı romantik tasarımcılarından biri olarak adlandırılmıştı Giambattista Valli.
Yıllar boyunca Krizia, Ungaro gibi moda evlerindeki görevlerinden ve Fendi'nin baş tasarımcılığından sonra 2005 yılında Paris'te ilk defa kendi adına bir defile düzenledi. 1980'li yıllarda Roma'da aldığı sanat eğitimini birleştirdiği moda tasarımı yeteneği sayesinde, yeni kumaş teknolojisinin nimetlerini modern çizgiler ile birleştirdiği kendine ait bir fantezi dünyası yaratmayı başardı.
FARKLI MALZEMELER...
Ünlü Amerikalı sanat koleksiyoncusu Peggy Guggenheim ya da 1960'lı yılların ünlü topmodeli ve sinema yıldızı Verushka gibi diğer sanatlar ile moda anlayışlarını birleştiren kadınlardan ilham alan Valli; kürk ve yılan derisi gibi farklı malzemeleri büyük bir ustalıkla kullanıyor. Pırıltı ise Valli'nin ihtişam ve zarafete olan merakının adeta dışa vurumu gibidir. Pastel renkler, her mevsim baharı yansıtan çiçek desenleri, ölçülü bir şeffaflık ve her zaman bunu destekleyen sağlıklı, parıltılı ciltleri, rimel dahi kullanılmasından kaçınılan sade makyajları ile podyumda arz-ı endam eden Valli mankenleri...
Kısaca söylemek gerekirse; Giambattista Valli çağımızın Prenses Grace Kelly'leri için kıyafetler tasarlıyor. Kraliyet ailesinden gelmese de günümüzün prenslerinden sayılan George Clooney ile evlenen Amal Alamuddin gibi... Bence Valli Alamuddin'in gelinliğini yapmamış olsa da, bu harika nikah sonrası kıyafetiyle kısa süre içinde, Türkiye'de son dönemde düğünlerin tercih edilen tasarımcıları olan Elie Saab ve Zuhair Murad'a rakip olacak gibi görünüyor.
EFSANE GERİ DÖNDÜ
Geçtiğimiz hafta moda dünyasında merak, şaşkınlık ve heyecan yaratan bomba bir gelişme yaşandı. Birkaç yıldır moda dünyasından aforoz edilmiş olan, Givenchy ve Dior'un İspanyol asıllı efsanevi İngiliz tasarımcısı John Galliano; Belçikalı Maison Martin Margiela moda evinin kreatif direktörlüğüne getirildi.
IRKÇI SÖYLEMLER
2011 yılında İngiliz tabloid gazetesi The Sun, tasarımcının bir barda İtalyan turistlere yaptığı ırkçılık içerikli konuşmalarının videosunu yayınlamıştı. Bunun üzerine bir anda moda dünyasının istenmeyen adamı ilan edilen Galliano'nun dönüş defilesi ise 2015 Ocak ayında Paris Moda Haftası kapsamında olacak. 2011'den beri sessiz bir bekleyişte olan tasarımcının insani görüşlerindeki çılgınlıktan vazgeçmiş ama tasarımlarındaki çılgın yaratıcılıktan vazgeçmemiş olması benim temennim tabii. Moda dünyasının asi ve dahi çocuklarından sayılan, geçmişteki her şovu ve koleksiyonu olay yaratan tasarımcının geri dönüş defilesi için moda tutkunlarının şimdiden davetiye savaşlarına başladığına eminim.
