Kahpe darbe girişimine karşı günlerdir meydanlarda nöbet tutan vatandaşlarımızdan biri; Milli İrade Kampı'nı kurmuş açtığı çadıra da 'Hiç şezlongda yatanla tankın önüne yatanın oyu bir olur mu?' diye afiş asmış. Elbette şezlongta yatanları, bütün bir yıl çalışıp tatili darbeye denk gelip de darbeye karşı direnişe geçemeyenleri suçlayamayız.
Aslında soruda da bir suçlama yok.
Bu soru, zekice bir taşlama örneği. Vakti zamanında "Dağdaki çoban ile benim oyum bir değil" diyen Aysun Kayacı ile en son buna benzer bir yorum yapıp "Okuma yazma bilmeyen, oyuna parmak basanla, üç üniversite bitirenin oyu aynı mı?" diye soran Erol Evgin'e güzel bir yanıt olmuş.
Kayacı ve Evgin'in açıklamaları epeyce tartışılmış, gündeme damga vurmuştu. Darbeye karşı nöbet tutan vatandaşımızın 'Hiç şezlongda yatanla tankın önüne yatanın oyu bir olur mu?' sorusu da tartışılmalı. Bu soruya özelikle; muhafazakar kesim için makarnacı, göbeğini kaşıyan adam, koyun deyip dalga geçen sözde elitler, muhalifler yanıt aramalı.
Twitter'da 'Yok yahu bu darbe değil tiyatro her şey senaryo' diye ahkam kesenler de bu soruyu kendilerine sormalı.
Makarnacı diye aşağılanan halk; hem her seçimi kazanıyor, hem de demokrasiye sahip çıkıyor. Bu vatansever insanlar darbe gecesi tankların önüne yatıp hem oyuna, hem demokrasiye, hem de Türkiye'ye sahip çıktı.
