Ben çok ağlarım. Olur olmadık zamanlarda, olur olmadık yerlerde ve olur olmadık şeylere... Bildiğin sulu gözüm yani... Sadece duygulandığımda, hüzünlendiğimde değil; öfkelendiğimde de başlar benim çeşmeler, gürül gürül, kana kana akmaya... Öyle "Gözümden bir damla yaş süzüldü" diyenlerden değilim yani. Bir-iki damla için kendimi yıpratmaya değmez. Ağladığımda hakkını veririm, yüzüm gözüm şişene, ağzım burnum çarpılana kadar ağlarım. Bunun hem avantaj hem de dezavantajlarını yaşıyorum tabii... Kavga sırasında veya herhangi bir platformda haksızlığa uğradığımda, yani öfkelendiğimde ağlamaya başlamam tam bir rezillik oluyor. 1-0 geride başlıyorum tartışmaya. Gözyaşları içinde incelmiş sesiyle konuşan bir kadını kimse ciddiye almıyor. Kepaze oluyorum! Ama itiraf edeyim; o gözyaşlarının zamanı geldiğinde çoook ekmeğini de yemişliğim vardır. Hele muhattabım bir erkekse... "Kadının ağlamasından hiç haz etmem" diyen erkekler; bilin ki karşılarında ağlayan bir kadına hayır diyemeyeceklerini çok iyi bildikleri için ederler bu lafı.
MUHTAÇ OLDULAR MI BİZE?
Yumuşak karınlarından vurulmak istemedikleri için de karşılarında bir kadının ağlamasını istemezler. Hatta yeri gelir; bizler gözyaşları içindeyken, o halimizle dalga bile geçerler. Kendi hemcinslerinin gözleri yaşardığında ise "Karı gibi ağlamasana len!" çekerler. Ama işte Allah'ın tokadı yoook! Muhtaç oldular mı şimdi bizim gözyaşlarımıza? Artık kurban olsunlar gözlerimizden süzülen o tuzlu sulara. Çünkü bir araştırma göstermiş ki; kadın gözyaşı, testosteron seviyesini düşürüyormuş. Bu da özellikle prostat kanserinin tedavisi için muştulu bir habermiş. Fakat ben haberi, "Peki ne yapacaklar, bizim yaşları bir şişede toplayıp sabah akşam yemekten sonra içecekler mi?" diye merakla okurken işin 'olurunu' öğrenince şaştım kaldım. Koklayacaklarmış bizi. Yani biz ağlayacağız, onlar o sırada gelip bizim gözyaşlarını koklayacaklarmış.
ERKEKLERE ŞAHANE GOL
Tamam işin içinde bir sapıklık yok, tamamen tedavi amaçlı ama düşünüyorum da... Diyelim ben yine ottan mottan bir sebepten, umuma açık bir yerde başlamışım sular seller gibi akmaya. Bir adam yanıma yanaşıp burnunu dayamış benim yanağa... Aaa insanın aklına o sırada hastalığa derman olduğu mu gelir? Hani şöyle söyleyeyim, başıma böyle bir şey gelirse, o kişinin gerçekten prostat kanseri tedavi olur, çünkü artık testosteron üretecek sağlam bir organı kalmayabilir. İnsan boş bulunduğunda elinin, ayağının ayarı kaçabilir çünkü, Allah muhafaza. Neyse işin özeti, 'dayanamadıkları' için, fırsat buldukları her an bizim gözyaşlarımızla dalgasını bulan erkek milletine şahane bir gol attığımızı düşünüyorum. Bak sen, şimdi birilerine yalvarmasınlar "Karı gibi ağlasana len, hadi hatrım için, benim dalganın şifası için!" Ne gülerim ama!