Bu tartışma daha çok su kaldırır çünkü hemen her kadının hayatında bir Can Ateş vardır.
Belki şimdi, belki bir zamanlar...
Kadınlar, bu yüzden bu mevzuya böyle hararetle katıldılar. İlişki yaşadıklarını zannederken, aslında onlarla sadece 'takılan' adamlar... Her zaman, her yerde varlar.
Olaylar Meryem'in anlattığı gibi mi gelişti yoksa bir de Can'ı mı dinlemeli tartışmasında ise ben hislerimin tarafındayım.
Meryem'in her dediğine kesinlikle inanıyorum.
Çünkü yine o hisler, bu arkadaşlar daha aşk böceği olarak ortalıkta gezerken bile Meryem için "Vahh vahhh!" diyordu.
Öyle iki tarafı da tanımadan, sadece uzaktan "Gitmiş, bula bula bunu mu bulmuş?" dediğim insanlar oluyor benim.
Doğruya doğru... Oturup dedikodusunu yapıyoruz yani...
Aman, sanki siz hiç yapmıyorsunuz!
GÖZE PERDE İNİYOR
Şu aralar yeni gelin olan bir gariban var mesela.
Oyuncu kendisi...
Ayy olacak iş değil; gitti, memleketin en namlı playboy'larından birini, kendine koca diye aldı ve şimdi nasıl mutlu aman aman...
Sanki Buckingham'a gelin gitti!
Havalarda uçuyor, kocacığından başkasını gözü görmüyor. Çok nadide bir parçayı kapmış(!) gibi gözlerinden gurur fışkırıyor.
Medyum da değilim, baykuş da...
Ama beyefendinin ne olduğu o kadar ortada ki; sonuç da şimdiden belli aslında.
Bu örneklerden daha çok var.
Çünkü bazen insanın gözüne, yalnızlıktan bir perde iniyor. Karşısına çıkan en olmayacak insanı, kendi kafasındaki 'ideal eş adayı' hayaline monte etmeye çalışıyor.
O yüzden her zaman diyorum; yalnızlığınızı sevin, ona sahip çıkın ve lütfen 'Ben hep bir başıma mı olacağım?' paniğine kapılmayın.
İşte o panik, insana bu seçimleri yaptıran...
Özellikle 27'den sonraki kadınlarda var bu acele...
Gerçi onlar da haklı...
Biyolojik saatlerinin ve hormonlarının oyununa geliyorlar.
Bedenleri onlara 'Bir an önce çiftleşmen ve üremen lazım' sinyali veriyor.
En marjinalinde bile 'evde kalma' korkusu oluşuyor.
SÜPER KAHRAMAN!
Bir de bakıyorlar; çevrelerindeki bekar arkadaş sayısı süratle azalmakta, sosyal medya, nişan- düğün, hatta bebek fotoğraflarıyla dolmakta...
İşte o zaman o panikle; önlerine ilk çıkan adamı, adeta bir kurtarıcı, bir süper kahraman olarak görüyorlar.
Meryem'in, Can Ateş'i "Yaşasın bana sahip çıktı!" diyerek hayatına alması gibi.
Hayır, sana sahip falan çıkmadı!
Senin; birinin kolunun, kanadının altına girmeye ihtiyacın vardı, karşına da tesadüfen o çıktı.
Bu arada birkaç gün önceki yazımda kararsız kaldığımı söylemiştim ya... Hani bekar annelik konusunda...
Pazar günü Ayşe Arman'ın yaptığı röportajı okuduktan sonra kesin kararımı verdim: Bana "Bu çocuğun benden olduğu ne malum?" diye soracak bir adamın parçasını dünyaya getirmeyi asla istemezdim.
O kadar da değil hani!
