Ben ne 'Hande'ciyim, ne de 'Cihan'cı... Hande Ataizi'ni de, Cihan Ünal'ı da pek sempatik bulduğum söylenemez.
Kibar olmaya çalışıyorum aslında ki, pek de becerebildiğim bir şey değildir bu...
Peki o zaman daha dürüst olmak gerekirse; Hande'nin, şöhret için yapmayacağı şeyi olmayan bir kaybeden, Cihan Ünal'ın da soğuk, donuk ve antipatik bir adam olduğunu düşünüyorum.
Daha önce şu taciz meselesinde düşündüklerimi yazmış ve kendisine karşı hissettiğim tüm olumsuz duygulara karşın Hande Ataizi'nin doğruyu söylediğine inandığımı belirtmiştim.
ÇOK SİNSİCE
Ama dün Ayşe Arman'ın Cihan Ünal röportajını okuyunca, artık durumdan kesin olarak emin oldum.
Bu kez, taciz hepimizin gözünün önünde yapıldı çünkü.
Ünal, sahnedeki performansını gazete sayfalarında da sürdürdü!
Sözüm ona kendini aklarken ve 'asıl mağdur benim' derken, araya sıkıştırdığı cümlelerle tacizin sözlüsüne, ders niteliği taşıyacak örnekler verdi.
Bunları da sanki laf arasında öylesine ve hiçbir art niyet içermeden söyler gibi yaptı.
Çok sinsice...
"Hande sevgilisiyle oyun aralarında odaya kapanıyordu" dedi. (Bizler aptalız ya, 'Siz o ahlaksızı bilmezsiniz. Tiyatro kulisinde sevgilisiyle oynaşmaktan çekinmeyen biri o' demek istediğini anlamadık. Ki bundan kime neyse?)
"Belli sahnelerde ayağı, göğsümde durması gerekirken, neredeyse kasıklarıma kadar indiren kendisidir" dedi. (Söyleseydin indirmeseydi!
Bir rahatsızlık duyulmamış demek ki... Ünal burada 'Asıl tacize uğrayan benim' demek istiyor yani.
Çirkin kere çirkin.)
TÜM RÖPORTAJA TÜY DİKTİ
Aralarında geçen şu diyaloğu gayet yersiz ve gereksiz yere anlattı: "Bir süre önce bana sevgilimi sordu, "İlişkiniz nasıl gidiyor?" dedi, "İyi gidiyor" dedim. "Senin hayatında biri varken, bir başkasıyla ilgilenir misin?" dedi. "Kesinlikle hayır!" dedim. (Yani bana üstü kapalı olarak birlikte olmayı teklif etti demek istiyor. Konuyu 'bana asıldı, yüz vermeyince çamur attı'ya getirecek yani. Yuh artık!)
En son olarak da "Seksi duruşları ve yatışları oyunda isteyen o. Pijama yerine, gecelik giyen de o. Üstelik o şort külotun içinde hiçbir şey yoktu. Affedersiniz seyircilerden de içini görenler oluyordu, ben de gördüm. Ama bu, onun tercihiydi" diyerek tüm röportajın üzerine tüy dikti!
SANKİ TACİZ BANA YAPILDI
Sen, oyunun yönetmeni değil misin Sayın Ünal?
Herkes kafasına göre kostüm giyip rolünü kendi planladığı şekilde mi oynuyor o tiyatroda?
Baktın oyuncunun orası burası meydanda, uyarırsın: "İçine don giy evladım, olmuyor böyle" dersin.
Bu yapılsaydı, Hande'nin "Yok ben illa ki göstereceğim malı mülkü" diyeceğini de sanmıyorum artık!
Tamam kendisi sever teşhiri ama bu kadar da değildir herhalde. Ki öyle bile olsa, işi gizliden gizliye 'Bu kadın azmış kudurmuşun teki.
Tacizi hak etti' durumuna getirmek, en az tacizin kendisi kadar çirkin bence.
Neyse işte! Benim dün sabah, o röportajı okurken fena halde midem bulandı.
Sanki o taciz, o sırada bana yapıldı.
Kadın olmayanın anlayacağı bir durum değil bu...