Bilinçaltımıza işlenen bu: Eğer biri seni terk ettiyse, ona her türlü şiddeti uygulayabilir, olmadı silahı çekip onu vurabilirsin.
Bunu ben söylemiyorum. Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine bakın, Türkiye'nin gerçeğini görürsünüz.
Herkes birbirini kesip doğruyor. Ayrılan aşıklar silaha sarılıyor.
Hayatımız toptan Teksas oldu.
Televizyon dizilerini bu sütunlarda sıkça eleştiriyorum. Çünkü bir tane normal karakter yok! Herkes alavere-dalavere peşinde.
Herkes güç, herkes gösteriş peşinde. Herkes kötü, herkes cin... (Acaba dizilerin en iyi-en saf kahramanı kim diye bir anket yapsak bir isim çıkar mı?)
İNTERNET ÖZGÜRLÜKMÜŞ!
E, böyle beslenen bir toplumda normal hayatların nasıl olmasını beklersiniz?
En basitinden; bilgisayar oyunu diye yaptıkları şeyin içinde bile intikam için kadının eline silah verilyorlar: Dan...Dan... Dan...
Cem Yılmaz evlendi diye hemen bir intikam oyunu hazırlanmış. Cem, eşi ile öpüşürken, Cansu Dere elindeki silahı çıkarıp onları vuruyor.
Bu olayın kişilik haklarına saldırı kısmını bir kenara bırakıyorum. (Çünkü taraflar hukuki süreci başlattı.)
Ama beyninin kıvrımlarından 'Seni bırakan, başka kadına giden adamı çeker vurursun' düşüncesini çıkartıp da oyuna dönüştüren zekaya ne demeli?
Yapın kardeşim, yapın... Hatta silah yetmez, keser, balta, kılıç, pala falan verin oyun kahramanların ellerine. Herkes birbirini kesip, biçip, doğrasın.
Sonra bir gün bu toplumun ruhsal değişim tarihi yazılırken, "Bunları biz yaptık. Tarih bizi yazdı" diye sevinirsiniz.
İnternet özgürlükmüş!
Alın size özgürlük...