Teknolojiye düşkünler ve yeni olanın peşindeler. Mücadeleci değil esnekler, büyük davaların peşinden koşmuyorlar zevk almak onlar için daha önemli. Aileye değer veriyorlar, arkadaş fikirleri de öncelikli. Marka seviyorlar ve aferin bekliyorlar. Onlara
"Y Kuşağı" deniyor. Türkiye nüfusunun yüzde 20'sini oluşturan bu kuşak esnek bir tanımla 1980'le 2000 yılları arasında doğan kuşağı kapsıyor. Pazarlama şirketi İpsos KGM'nin Türkiye'deki Y Kuşağı'nı araştırması boşuna değil, çünkü tüketim çılgınlığının zirve yaptığı günümüzde şirketler onların özelliğini merak ediyor. 1925-1945'li yıllarda doğan kuşağa '
Sessiz ya da Savaş kuşağı' deniyor. 1950'den sonrakiler
'Baby Boomers' diye anılıyor. Doğum hızındaki büyük artış terimiyle anılan kuşak, dünyayı politik olarak etkileyen 68'lileri de kapsıyor. Onların çocukları X Kuşağı, ekonomik krizler ve işsizliğe tanık oldukları için
'Kayıp Kuşak' da deniyor. Ve bugün 30'lu yaşlara gelen Y Kuşağı... En önemli özellikleri teknolojiyi çok iyi kullanmaları ve kendilerine olan güven olarak tanımlanıyor. İşte İPSOS KGM şirketi 'Ayna' adını verdiği projesiyle pazar potansiyelini müşterileri için araştırmış, onlara ayna tutup video ile kanlı canlı olarak raporlamış. Kuşağın eğilimleri, davranışları, hisleri, hayata bakışları ekonomik anlamda çok şey ifade edebilir ancak bize sosyolojik olarak da çok şey anlatıyor.
İşte araştırmadan öne çıkanlar:
En ayırt edici özellikleri teknolojiye düşkünlükleri. En önemli bilgi edinme kaynakları internet. Uzun, derinlikli, içine dalınıp araştırılacak bilgi kaynakları değil, kolay ulaşılabilecek küçük bilgi paketleri arıyorlar.
Her zaman farklı ve yeni olanı arıyorlar. Bu tercih kıyafetlerinde de gittikleri mekânlarda da internet üzerindeki paylaşımlarında da kendini gösteriyor.
Esneklik arıyor, kendini ifade edebileceği ortamlarda olmak istiyor. Belirgin ve sert kurallardan, çerçevesi belli şartlardan kaçıyor.
Bir bariyerle karşılaştığında topyekûn bir mücadeleye girmek yerine çevresinden nasıl dolaşabileceğini bulmaya çalışıyor.
Kendi mutluluklarını birçok şeyden daha öncelikli görüyorlar. Büyük davaların peşinden koşmuyorlar; farklı deneyimler yaşamak, iyi vakit geçirmek, hayattan zevk almak onlar için daha önemli. Gündemlerini birebir hayatlarını etkileyen, o gün orada olan konular oluşturuyor.
Çok belirgin bir deneyim paylaşımı kültürü var, hem dijital ortamda hem de dışarıda kendi deneyimleri üzerine
'fikir paylaşmayı' seviyorlar
Geçmiş kuşaklardan farklı olsalar da Türkiye'deki Y kuşağının yine geleneksel bir tarafı var. Aile bu kişiler için önemini koruyor. Aileyi hem bir rol model olarak alıyorlar hem de bir destek ünitesi olarak görüyorlar. Aileden bekledikleri başka bir şey ise
eşitlikçi ve özgür bir ilişki, birçok alanda olduğu gibi aileden de baskı gördüklerinde uzaklaşıyorlar.
Farklılaşmak için markaları kullanıyor. Markalarla duygusal seviyede de bir ilişki kuruyorlar.
Y kuşağının hayatının birçok alanında ortaya çıkan bir tema da hız.
Hayat çevrelerinde çok hızlı akıyor, zevkler, ilgi alanları çok çabuk değişiyor.