Bursa, gerek kültürel-sosyal dokusuyla, gerekse ekonomik dinamikleri açısından, İstanbul'u aratmayan birkaç yerleşim alanından biri. Bana göre Ege'de İzmir, Akdeniz'de Antalya, Karadeniz'de de Samsun, İstanbul gibi bir megakenttir.
Ancak Bursa, aynı zamanda İstanbul'dur, İzmir'dir, Antalya'dır, Ankara'dır, Samsun, Adana, Diyarbakır'dır, Çukurova'dır, Anadolu'dur... Kısacası Türkiye'dir Bursa... Çünkü bugün nüfusu 2 buçuk milyonu geçen Bursa'da yaşayanların belki de yüzde 80'ini, son 20 yıl içinde, Türkiye'nin değişik illerinden buraya göçle gelenler ve onların genişleyen ailelerinden oluşuyor.
***
Bursa son yıllarda İstanbul'a daha da çok yaklaştı.
Bursa'ya gitmek İstanbul'un uzak bir semtine gitmek gibi oldu. İDO'nun Yenikapı'dan arabalı, BUDO'nun da Kabataş'tan yaptığı seferler, ayrıca kısa süre önce hizmete giren hava ulaşımı, Bursa'yı 'İstanbul'un uzak semti' haline getirdi. Otobüsle Bakırköy'den Tuzla'ya gitme süresi kadar bir zamanda, Bursa'ya ailenizle sabah kahvaltısına ya da kebap yemeye gidebilirsiniz.
***
Bu şehre her gidişimde daha modern bir kentle karşılaşıyorum. Bursa'yı sanayinin, ticaretin, ihracatın zirvesine taşıyan dinamiklerin, sokağa her geçen gün daha da çok yansıdığını net bir şekilde görüyorum.
Alışveriş merkezleri, otelleri, doğal güzellikler içindeki restoran ve kafeleri, İstanbul'u bile kıskandıracak kadar modern kapalı çarşısı, bu kentte yaşamayı arzulamak için yeterli nedenler arasında sayılabilir...