Mazhar Fuat Özkan'ın unutulmaz şarkısı bize bizi çok iyi anlatır. "Boş laf bunlar hepsi bahane Halim ne kötü ne şahane Nedir bu böyle aynı hikaye Suç kimde, neden böyle..."
Futbola bu kadar düşkün bir halk zor bulunur. Herhalde Brezilya ile yarışırız.
Bakın stadyumları doldurmaktan ya da maç saatinde şehirlerin boşalıp TV başına geçilmesinden söz etmiyorum.
Bu durum dünyanın birçok yerinde yaşanıyor.
Ancak bunu bir yaşam biçimi haline getirip neredeyse hastalık boyutunda yaşayanlar var. Tuttukları takımla kendilerini özdeşleştirip geride kalan her şeyi doğruluğuna ve haklılığına bakmadan karalayıp aşağılamayı bir görev haline getirmişler.
Hele ki teknolojinin geldiği noktada sosyal medyadaki klavye kahramanları çıldırmış durumda. Bu insanlar için holiganlık, fanatizm tanımları bile çok hafif kalıyor başka türlü bir şeyler...
Normal şartlarda karşı karşıya geldiğinizde belki de iyi arkadaş olacağınız bu tipler, siperlere çekilip biraz yüz buldu mu yoldan çıkıyor.
Bu kadar nefret, ahlaksızlık, seviyesizlik görülmüş duyulmuş şey değil... Hayır, abartmıyorum gerçekten bu nasıl olabilir diyorsunuz ama işte oluyor...
Başıma gelen bir durum sanırım ne demek istediğimi çok iyi anlatabilir.
Twitter hesabım yok, oğlumun hesabından bazen bakıyorum.
Birgün Atilla İlhan'ın "Felaketim olurdu ağlardım" şiirini küfürlerle uyarlayan bir twitte'e rastladım. Beğenenler de gırla tabii...
Ben de çok sevdiğim bir şair ve edebiyatçıya yapılan haksızlığa dikkat çekmek istedim.
Bunun çok ayıp olduğunu ve bu güzelim şiirin gerçeğini yazmasını istedim. Ve böyle yaparsa herkesin mutlu olacağını belirterek sevgiler dileğiyle bitirdim.
Böylece ne kadar saf olduğum ortaya çıktı. Saf mı dedim, çünkü oğlum bana ne kadar salaksın der gibi bakıyordu.
Gelen karşılıkların en hafifinin "ne diyon la" diye başladığını söyleyeyim siz gerisini tahmin edin.
Tuhaf bir durum var bu dünyada, gerçek kişiliklerini gözleyerek sürekli bir öfke ve saldırı halindeler. Erkeği de kadını da böyle...
Takımın kazandı ya da desteklediğin parti. Yahu sevinsene, keyfini çıkarsana...
Ya da kaybettin otur bir ders çıkar...
Olur mu saldıracak, aşağılayacak.
Ya anlı şanlı yazarlar, yorumcular, kulüp yöneticileri... Onlar da başka bir felaket, hiçbiri geçmişte hatta bir gün önce bile ne dediğine bakmadan sallayıp duruyor.
Ama bu kadarı hakikatten çok fazla...
Bu ülkede kulüpler Prof. Kurthan Fişek'in tanımıyla bir sınıf temeli üzerine oturur, doğrudur. Ancak günümüzde durum çok farklı. Aynı ailede farklı takımları tutan çok fazla kişiye rastalayabilirsiniz. Celtic, Rangers gibi din kökenli ya da Barcelona, Real Madrid gibi ulusal kavgalar üstüne bir temel yok ki...
Neyse MFÖ'ye kulak verin belki biraz yatışırsınız.