Bursa'da kanser tedavisi gören, sosyal medyadan attığı "hastalığıyla dalga geçen" mesajlarla dikkat çeken 21 yaşındaki Fisun Yurdusever, yaşama tutunma azmiyle tüm hastalara örnek oluyor. Bir yıl önce mide kanserine yakalanan ve bu organı alındıktan sonra kanserli hücreler kemiklerine de sıçrayan Yurdusever, 4 ay önce kendisine 2 ay ömür biçildiğini söyledi. Doktorların hayretle "nasıl hala ayakta durabiliyorsun, şu anda tüm kemiklerinin kırılma, parçalanma safhasında" dediğini aktaran Yurdusever, hayata karşı her zaman gülümsediğini, hastalığıyla, acılarıyla dalga geçtiğini anlattı. Kansere yakalandıktan sonra sosyal medya üzerindeki hesabından hastalığıyla konuşarak ve dalga geçerek attığı mesajların dikkat çektiğini belirten Yurdusever, İstanbul'da midesi alındıktan sonra kemiklerine sıçrayan kanserle İzmir'de mücadeleye devam ettiğini ve tedavisinin Acıbadem Bursa Hastanesi'nde devam ettiğini söyledi.
SOSYAL MEDYA DESTEĞİ VAR
Yurdusever, "Kırmızı ruj en çok Fisun'a yakışır" ifadeleriyle sosyal medya üzerinden bir kampanya da yürütüldüğünü, insanların kendisine sosyal medya üzerinden destek olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Kimseden yardım talep etmek adına sosyal medyadan bir şey paylaşmadım, çok gururlu bir insanım, herkes kendisi isteyerek yardım etti ve ben de kabul ettim. Sonuçta muhtacım. Ben bir not yazdım kanserime, 'yoruldum artık, sen yorulmadın mı türemekten' diye. Genelde ben onunla konuşurum, bir şeyler yazarım ona. Sonra 'anlamıyorum neyi eksik yapıyorum ben, neden bu kadar hızlı türüyorsun' diye... Çok ağrım var ve 39 kiloya kadar düştüm, otururken bir ara kalbimin attığını hissettim. Dokundum ve onu dinledim. Onun kanser hücrelerini vücuduma pompalamasını düşünüyordum. Ona da ayrı bir not yazdım, 'salak kalp, hasta bünyede hala atmak için çırpınıyor' diye. Benim bir ablam var Nurhayat Azeri, aradı beni, 'Fisun bir sorun mu oldu hiç iyi şeyler yazmıyorsun. Madem hastaneye yatman gerekiyor, senin için bir şeyler yapmaya çalışacağım' dedi. Burasının direktörüne ulaştı ve beni buraya yatırdılar. Ondan beri çok daha iyiyim, ağrılarımı kestiler, bir kemoterapinin yarım kürünü aldım, diğer yarısını da toparladığım zaman alacağım. Vücudumda şu anda trombosit miktarım oldukça düştü. O yüzden kanamalarım durmuyor, sürekli kanıyor ağzım, burnum." Hayata ve hastalığına bakış açısını anlatan Yurdusever sözlerini şöyle sürdürdü: "Demek ki bu benim sınavım dedim. Yapacak bir şey yok. Rabbim'den gelen her şeye amenna. 'Demek ki sevgili kuluymuşum ki beni sınıyor' dedim. Ben de onun bana verdiği sınavı başarıyla geçmek zorundayım ve hayata her zamanki gibi gülüyorum" ifadesini kullandı.
SEVMEK ÇOK BÜYÜK ERDEM
Kanser hastalarına hastalıklarıyla mücadele etmek için önerilerde de bulunan Yurdusever, "Hasta olmak zor. Kendini insanlardan ayırmak, eksik yaşamak, eksilmek, azalmak çok zor. Bunu çok iyi biliyorum, tüm kanserlileri, tüm hastaları bu konuda anlayabiliyorum ama sizlere tek söyleyeceğim şey kabullenmeniz. Ne kadar kabullenirseniz, o kadar mutlu olursunuz. Hayata güzel bakmak ve esen rüzgardan bile keyif almak önemli. Çünkü o bu hayatın parçası. Bu hayatın her şeyini sevmek gerekiyor bence. Sadece 'ben yazı seviyorum, hep yaz olsun, kıştan nefret ediyorum' şeklinde değil. Bence nefret etme hiçbir şeyden. Sevmek çok büyük bir erdem bence. İnsan sevdiği zaman her şeye daha güzel kucak açıyor. Her şeyi sevin ve kabullenin" diye konuştu.