Öleceği günü kendi seçti... Nisan ayında beyin kanseri teşhisi konulan 29 yaşındaki Brittany Maynard, Portland, Oregon'daki evinde, ailesiyle bir aradayken ötenazi yoluyla hayatını sonlandırdı... Henüz yaşamsal fonksiyonları yerindeyken hayatına son vermek isteyen Maynard için doktorlar birkaç hafta içinde yürüyemez hale geleceğini belirtmişlerdi... Beynindeki tümör sebebiyle konuşma ve yürüme fonksiyonlarını kaybedecek olan Brittany, çevresinde sevdikleriyle ve henüz yaşamsal kabiliyetleri yerindeyken ölmeyi tercih etti... Her gününü dolu dolu yaşamak istediğini belirten genç kadın, hastalık ondan her şeyini almadan önce yaşama veda etti... Facebook ve Twitter hesaplarından bir veda yazısı paylaşan Maynard'ı son yolculuğuna ailesi uğurladı... 'Hoşçakalın dostlar, ailem ve tüm sevdiklerim' ifadelerini içeren veda mektubunu Facebook'ta paylaşan genç kadın, herkesi yasa boğdu. Maynard'ın mektubunun geri kalanı ise şöyle: 'Ölümcül hastalığım, şu korkunç beyin tümörü, hayatımdan birçok şeyi eksik etti. Hayatımdan daha fazlasını çalmadan yaşama onurlu bir şekilde veda ediyorum. Bugün ölmek istediğim gündür... Dünya harika, seyahatler benim en iyi öğretmenimdi, arkadaşlarım ve yakınlarım ise iyilik meleklerim. Şu satırları yazarken bile onların desteğini hissediyorum. Hoşçakal dünya. İyi enerjinizi eksik etmeyin!'' Daha önce CBS televizyon kanalına konuşan Maynard, 'Ölmek istemiyorum' demişti ve 'Biri bana sihirli bir ilaç verse de, hayatımı kurtarsa, ben de kocamla çocuk yapsam... Bunu seve seve kabul ederdim' diyerek izleyenleri derinden etkilemişti.. Ardından ise, 'Ama hayır, kanser hayatıma son verecek. Ben sadece erken bir ölümü tercih ederek daha az acı ve sancı çekmeyi seçiyorum' diye konuşan Maynard'ın planını sonunda uyguladığı açıklandı... Altı ay önce beyninde tümör olduğunu öğrenen Maynard, 1 Kasım'da ötanazi yoluyla hayatına son vermeye karar vermişti ancak, yaşam sevincini yitirmeyen kadın, ölümünü erteliyordu. Bu genç kadına ise düğününe 9 ay kala kanser teşhisi konuldu... Ama bu onu aşkından vazgeçirmedi ve sevdiği adamla olan planlarını iptal etmesine neden olmadı... Annesinin ona armağanı olan duvağı takarak, yeryüzündeki en anlamlı düğünlerden bir tanesi ile dünya evine girdi... Daha önce de Türkiye'de benzer bir olay yaşanmıştı... İşte o Türkiye'yi ağlatan aşk hikayesi... Ayman Şanlıtürk, genç yaşta kanserden kaybettiği eşi İpek Sedef Şanlıtürk'ün hastalığı boyunca fotoğraflarını çekti. Ayman, çok sevdiği bir müzik grubunun fotoğraf albümlerini çekerken tanıştılar. İkisi de çok gençti. Ayman, Sedef'i görür görmez ''ruhumun yarısı'' dedi. Fakat ruhunun yarısını bırakıp, yurt dışına çalışmaya gitti. 4 ay sonra geri döndüğünde ise Sedef'e evlenme teklifi etti. Ayman'ın deyişiyle, hep çıktılar bu hayatta, hiç inmediler. Beraber yükseldiler. 14 Ekim 2012'de hayatlarını birleştirdiler. Artık kocaman bir aile olmuşlardı. Evlendiklerinde Sedef 24 yaşındaydı, Ayman 30. Rüya gibi bir 9 ay geçirdiler. Haziran ayında ise Sedef'de bazı hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başladı. Vücudunda morluklar çıkıp, diş eti kanaması da durmayınca doktora gittiler. Acı gerçeği orada öğrendiler. Sedef, kan kanseriydi Her şey çok çabuk olmuştu, herkes şaşkındı. Ama Sedef bu hastalıkla savaşacaktı. Fakat Sedef bu hastalığa sadece 3 ay dayanabildi. 14 Ekim 2013 tarihinde yani evliliklerinin 1. yıl dönümünde hayata veda etti. Henüz 25 yaşındaydı. Eşi Ayman, onun her anında yanında oldu. Hastalığı süresinde de Sedef'in fotoğraflarını çekti. Sedef'den geriye kalan fotoğraflarıyla onu ölümsüzleştirmek istedi. Ayman Şanlıtürk, genç yaşta kanserden kaybettiği eşi İpek Sedef Şanlıtürk'ün hastalığı boyunca fotoğraflarını çekti. Çok sevdiği eşini fotoğraflarla ölümsüzleştirdi.(Özgen Aydos/ CNNTurk.com) Eşinin ölümünü fotoğrafladı! Amerikalı fotoğrafçı Angelo Merendino ve Jennifer, Central parkta evlenmiş ve mutlu bir birliktelik içindeydiler. Evliliğin 5. ayında eşi Jennifer göğüs kanseri hastalığına yakalandı. Eşinin hastalığa yakalanmasıyla birlikte ona daha çok destek olan Merendino, Jennifer'ı hiç yalnız bırakmadı. Ve bir karar alarak, hastalık süresince Jennifer'ın fotoğraflarını çekmeye başladı. Aslında alttaki galeri kansere yakalanmış bir kadın ve onun yanındaki bir erkeğin fotoğrafları değil, büyük bir aşkın dondurulmuş halidir. İşte kare kare o yaşam öyküsü...